bir sevda
evet bir sevda daha sigara dumanında
geriye efkarını bırakan
bir sevda daha usulca dudaklarımdan aralanan
her gitmelerde asitli bir tortu boğazdan ciğere
bir leyla'dır gidiyor
kimi hüzzamdan çalar kimi nara yakar
kim kalandır?
ya da kim gider?
cicimden öteye geçmez olmuş aşklar
Leyla'nın seyriyle Mecnun'dan geçtik
ben yalnızlığın rıhtımına demir atmışım.
hiçbir siren sesi duyulmaz kıyılarımda.
her giden pay çıkarmış kendine,
her beklenen saltanat.
avutmaz beni bu tenha gecede
bir kuru düşsel iltifat
buruk ama çocuksu sevinçtin
gülüşlerde
yasak olsa da gözlerin rüyalara
kimi zaman adın karşırdı dost muhabbetlere
sonra
bir fırtına ve gözyaşı
kendimi arıyordum gökyüzünde
dalıp gitmiştim bir yaz akşamı yine.
bir yıldız kayıyordu sessiz sedasız
bulutların arasından ağlayarak
akıp gidiyordu,karanlığın içinden bir meçhule.
dermansız derde düştüm bende
soldu gençliğim bir zalim elinde
umut bağladım belki sever diye
yalanmış sevgisi yalanmış sözleri
kahrettim senin için yıllarca kendimi
bir ekim akşamıydı
sokaklara matemmi çökmüş ne
ay bile bulutları
üstüne örtmüş hüznünü saklar gibi.
devriyeler bir kenara çekmiş
bulaşmak istemezmiş gibi
bir bahar gerekliydi yeni bir sevda için
daha tomurcuğunda bir gül'e bir avuç su
hiç bu kadar aç olmamıştı bu gönül
böyle salmazdı kendini dikiş tutmaz gülüşlere
hep korkulansa yalın ayak kızgın kumlara basmak
bir gece alıp anıları
dayanacağım kapına
yıkılmış bu bedeni
çarpaçağım suratına
bundan sonra
bir uyku sersemliğiydi...
bir ünlem daha koyamadan tanışıklığımızın sonuna
daha bir resmiyetteyken,
sizli bizli telafuz söylemleri dudaklarımızda çırpınırken
gözlerimi ovuşturmanın acizliğiydi
sen elini uzattın ben boynuna sarıldım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!