Yolun yılan gibi dolanır gider,
Ekinlerin boy vermiş gözümde tüter,
Çepni'in yeli hep bir başka eser,
Yaktın yüreğimi canım Kırşehir.
Bağrı yanıkları toprağın besler,
Çocukluğuma gittim nedense.
O kadar tozlu, puslu yollardı ki...
Çok zaman geçmiş, belli ki.
Sanırım çok yaş aldım.
Oysa ki hâlâ kıvırcık saçlarımı savuruyorum
Unut gitsin…
Geçen giden o günleri,
Masumca sevişleri,
Mutlu sandığım beni…
Unut gitsin…
Bak, dünya yanıyor; hâlâ susan var.
Ormanlar kül oldu; hâlâ duran var.
Havayı boğdular, deniz kan ağlar...
Utansın insanlık, görmüyor musun?
Ol yüreğim dara düştü,
Ataş oldu, hara düştü,
Zemheride yola düştü,
Var git gönül, git işine.
Analar ağladı, yandı ocaklar,
Bayrak için yere, düştü çocuklar,
Al kana boyandı, bütün topraklar,
Düşünmeden can verdi, Vatan uğruna.
Koltuğu uğruna savaş güdene,
Bu dünya, zalimlerin dünyası,
Elem, keder, gariplere cabası,
Mutlu olmak, mazlumların duası,
Göster artık adaletin, YARATAN.
Hali vakti yerindedir, grantuvalet,
İçinde kalmamış hiç zerre merhamet
Ona göre parada, var bir alamet
Gözlerini hırs bürümüş, yobaz beyinin.
Fikri neyse zikride, her zaman odur,
Yollarım tozludur, herkes göremez,
Çekemezsin dedim yâr, inanmadın mı ?
Bu yola benimle, herkes giremez ,
Gelme dedim sana yâr, inanmadın mı?
Bir hırka, bir lokma yeterken bana ,
Bir onmaza düştüm, geçti yıllarım,
Ne gençliğim koydu, ne de hayatım,
Ayn’ıma düştü de , garip savaşım,
Güldürmedi zalim, /yorgun yıllarım.




-
Haydar Güner
Tüm YorumlarSevgili Aydan Güner Özdemir,
Şiirleriniz, içsel bir yürüyüşün, yürekle dokunulmuş sözcüklerinin izlerini taşıyor. Her dize, bir suskunluğun sesi, her mısra bir zamanın tanığı gibi. Duygularınızı kalemle değil, doğrudan yüreğinizle yazdığınız belli.
Ne var ki, burası –maalesef– "yazan çok ...