Avrupa hayrına üç beş serseri
Var diye üzülme Eyyubi Gardaş
Bu milletin kalsa bir tek neferi
Bayrağı indirtmez Eyyubi Gardaş
Gençliğim sımsıkı sarılmış hakka
İman kalesini koruyor gardaş
..
Avrupa,örnek aldığımız kıta,
Yaşlı kıta,gittikçe yaşlanmakta,
Dokuz milyon köpek var Fransada,
Çocuklar terkedilmiş,hepsi yuvada.
..
Beş yıldızlı otelden farkı yok kaldığının,
Bakmayın itlerinin eyleme daldığından,
Polisimin üstüne taşları saldığından,
Polisime vur emri ne zaman verilecek.
Avrupa avrupa diye uçup gidiyorlar,
Polise birşey olsa görmezden geliyorlar,
..
Sanki daha yeni bir şey olmuş gibi; ”boykot edelim, almayalım,yakalım,yıkalım “diye palavra sıkmaya çoktan başladık.Artık daha birkaç gün eylemler yapılır; Fransız bayrakları yakılır, Fransız parfümleri sokağa dökülür, sloganlar atılır “KAHROLSUN FRANSA” diye. Aradan bir hafta on gün geçsin de gör saman alevi gibi söner gider tepkilerimiz.
Uzun menzilli devlet politikalarımız olmadığı müddetçe de bu musibetler devam ede gelir.Halbuki; ” bir musibet bin nasihattir” iken, maalesef bize bin musibet bile tesir etmemektedir.Çağlar ötesine yönelik ÜLKÜLERİMİZ olmadığı içindir ki,hep atlama tahtası gibi kullanılırız.
Atatürk’ten sonra Türk dış politikasını hep gayri Türk unsurlar belirlemişlerdir.Haklı olduğu halde hep haksız duruma düşürülmeye çalışılan Türk devletini yönetenler ne zaman;
“TÜRK’ÜN DOSTU YİNE ’TÜRKTÜR.”Maalesef Türk’ün ananevi dostu yoktur…” diyen bir Gazi Mustafa Kemal gibi düşünebileceklerdir.
..
Birazda söz edelim bilimden
Yahut ta ilimden
Vaz geçtim
Enson seyirettiğim filimden
Birkaç söz söylemek istiyom
Ab diye başlıyor senaryo
..
Sen daha görmedin gerçekleri.
Yoksulluk kelepçesi var.
Tutkumuz var,geçmişimize.
Vız gelir ötesi bize.
Yaralarımızı saracak çok şeyimiz var;
ne Amerikan yardımı,silahı,maşası;
ne avrupa kasası.
..
mehmetciğim, göz bebeğim,askerim
tankla topla garibanı ezmeyin
özel harekatımı,polisimi karşınızda izleyin
jetlerimi havalarda süzmeyin
Helikopter gitmiş özel harekatı vurur
yokmu sende hiç vicdan ve gurur
..
Yol (02 - Batıya doğru…)
Batı dün Avrupa idi
Bu gün Amerika eklendi
Geçmişte batıcılık/batıcı olmak
Avrupalı gibi düşünmek/olmak
..
YİNE HAYAT DÜĞÜMLENDİ BOĞAZIMA
yada ENGELLİYE OY ENGELİ
Oyumu kullanmam işkence gibiydi. Tekerlekli sandalyemle bir kat yukarı çıkarıldım. Bu adaletsizliktir. Yirmibirinci yüzyılda çağdaş Atatürk cumhuriyetime yakışmayan yüz karası bir tutum. Hani nerede benim seçme-seçilme yani taleb etme-edilme hakkım. Bu durumda engellisine sahip çıkan, demokratik bir toplumdan söz etmek mümkün mü? Yoksa önce haklarımızı gasp edip, sonra gasp edilen haklarımızı geri teslim edilmesinin adına “pozitif ayrımcılık diyerek, “ hamasiyet politikası yapanlar; şimdi nerdesiniz? Oysa bizler pozitif ayrımcılık değil, yalnızca en temel anayasal haklarımızı kullanırken; sadece eşitlik istiyoruz: EŞİTLİK! Hepsi bu.
Çok şey mi istiyoruz? Asla hayır. Çünkü cumhuriyet devrimleriyle yasalaşan “seçme ve seçilme hakkının” Fransa gibi birçok çağdaş Avrupa ülkelerinden önce kadınlarımıza tanınmasının önemini kim görmezden gelebilir? Atatürk 30 Mart 1923' de Vakit Gazetesi' nde yayınlanan bir beyanatında; 'İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin? ' der. Öyleyse çağımızda engellinin seçme ve seçilme hakkın gözetmemek hangi vicdana sığar? Böyle bir ulusun çağdaş ve evrensel insan haklarına saygılı olabileceği düşünülebilinir mi? Bu cumhuriyetimin kendi varoluş yasalarını yıkın bir aykırılık değil de nedir?
..
İstanbul iki yaka
Biri Asya diğeri Avrupa
Aynı şehirde olsak da
Birimiz bir uçta
Diğeri yakın hududa
Nasip değilmiş seni görmek
..
Sokrat; "tek bildiğim şey hiç bir şey bilmediğimdir" diyordu demesine de; biz insanı kâmil denen bir şeyi biliyorduk. Elin gavuru varsın insanı kâmili aransın dursundu(!) Biz tüm yetkinliğe kavuşmuştuk.
Bizde ise erdem iki şekilde gerçekleşiyordu. Birçoklarının “insanı kâmil” davranışlarını örnek alarak itaat etmek ve itaati olanın, susması idi. Yani; birinci olarak insanı kâmili hedeflemek; ikinci olaraktan da itaat etmek ve susmaktı. Bu kadardı. Akıl yerli yerinde duracaktı, biz de bir muti olarak, olgun insan olacaktık! İşte geri kalmanın ve gerileşmenin temelindeki prangalardan birisidir bu aşılanış.
Sanki evrende belli bir standartlardan sapmayan bir doğru vardı. Birileri de akla karayı seçerek, bu doğruyu bulmuştu. Bizler de bu doğru olan standardı uyguluyorduk! Oysa doğru ve standartlarınız göreceydi. Ve görece ilişkileri içinde oluşla kesikli (sınırlı-gelip geçici) ve yeni inşalarla sürekliydiler.
Yani bu mantığın zorunlu sonucu şudur. Siz davranmayarak, söyleneni uygulayarak, insanı kâmil olacaktınız. Gerçekte ise nasıl davranacağınızı o yola dek zorunlu olan işlev ve yöntemler belirliyordu. Siz uygulamayı ancak öğreniyordunuz. Ne var ki yinelenir davranışlarla da siz, bir önceki öğrenme tutumunuzu tekrarlıyordunuz. Bunun da garantisi yoktu. Bu hal de sürekli doğruları desteklemiyordu.
..
Dibi delik testi dolmaz,
Dürüst olanlar yıkılmaz
Kötü olan huzur bulmaz
Bulur diyen yalan söyler.
Kökü yoksa ağaç bitmez
Giden gelmez gelen gitmez
..
02.05.13
Mektuplarım elime geçti. Kayıp çocuğumu bulmuş anne gibi oldum. Bunları çıkardığım dergide yayınlamak isterdim bir türlü nasip olmadı. Hele yeğenim Talha’nın Avrupa günlüğünü bir türlü yazım uyumsuzluğu yüzünden tamamlayamamam bir de ağabeyim ve dostum Rahmetli Şevket Zengin’in kırım anılarını da arşiv imkânsızlığı yüzünden yayınlayamam bu gün bile üzüntü nedenim.
O 15 sayfalık Yahya Kemal biyografimin yalnızca 5 sayfamı bulmam, öbür 10 sayfayı bulacağım ümidini aşıladığı için mutlu olduğumu söylemeliyim. Ayrıca yükseköğrenimime ara verdiğim yıllarda yazmış olduğum şairler geçidi benim kayda değer bulduğum ilk eserim sayılabilir onu da aynı dosyada bulmak benim için büyük bir sevinç kaynağı oluşturdu.
Kitaplarımı taşıyorum. Onlardan ayrılmak bana zor gelse de taşınmamızın ilk sürgünü saydığımdan buna katlamıyor hatta bundan biraz da memnun olmuyor da değilim yeni aldığım kitapları en sona bırakıyorum. Osmanlı tarihlerini, ve şiir kitaplarımı. Bu son saydıklarımı eşim poşetleyip indirmiş arabaya bu gün. Bakalım onlarsız yapabilecek miyim bilmiyorum.
Yunus evde. Biraz daha iyi gibi. Hocası aradı: Çocuğu almışsın dedi İsrafil hoca tekrar tekrar söyledi almak mecburiyetinde kaldım. Abisi de Değirmendere’deydi gelirken uğradı getirdi ateşi varmış annesi duyunca bırakmak istemedi.
Hocası göz oluyor onu okuyun diyor. Siz okuyun hocam dedim sizin işiniz bu. Biz de okuruz tabii okumaz mıyız? Yunus sürekli sümkürüyor bunu iyileşme alameti mi saymalı. Bu hafta gidemez haftaya bakalım ne olur. İnşallah bir sekte olmaz da kaldığı yerden devam eder.
Annem Bilal’lerde. Bilal bizi şaşırtıyor. Bu gün de uğrayamadım ona. Ne vefasız evlatmışız. Bu gün Ankara’ya yazdığı mektup elime geçti. Yusuf ve benden ileniyor. Niye aramıyorsun diyor üç ay geçti. Analık hakkını ileri sürüyor. Oysa ne zaman arasak ileniyor hastalıklarını sayıyor ve bir facia yaratıyor. Burada bizi hatunla kavga ettirdi. Suç kimdeydi bilmiyorum. Çok kötü bağırtmıştı beni. Ona karşı sesimin yüksek çıktığı sayılı anlardan biri gerçekleşti. Bir ay bile kalamamıştı benimle. Kardeşim Yusuf ta idare edememişti onu ben de.
..
Dokuz yüz seksen iki...Evlendi de babamız
ANAYASA isimli kadındı öz anamız...
Yirmi sekiz yıl bizi gözeterek büyüttü,
Dikenler temizleyip düz yollarda yürüttü...
Evlat bu...anasını sağdan,soldan budadı
..
MS birinci yüzülünyılınıla
Güzellik katınılan
Romalı mimar ve mühendisti.
On ciltlik eserinileri
'De Architectura' Roma mimarisinin
Anıla ilinilkelerini açıklanılır.
İmparator Avgustus zamanında
..
Amerinilikalı hikaye yazanıları
Henry James'e
Psikolojik romanın
Ustası gözüyle bakınılır.
20. yy edebiyatı
Üzerinde büyünülük
Edilinkisi olunulundu.
..
Genellikle dostu
Engels'le ortaklaşa
Hazırlanılındığı söylenilense de,
'Komünist Manifestosu'
Asılında Karl Marx
Taranılıfından yazılındı.
Siyasal propaganda örneğinin
..
Reklam Yazarı Şair Hasan Sancak Suat Kılıçtan Destek İstedi! ..
Reklam Yazarı Şair Hasan Sancak:
COCA COLA’YI SUAT KILIÇ’A ŞİKAYET ETTİ! ..
Samsun’un Alaçam ilçesinde çok ilginç bir olay gerçekleşti. Ak Parti Alaçam İlçe Başkanlığına gelerek, vatandaşlarla sohbet eden Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ile Reklam Yazarı, Şair Hasan Sancak (56) arasında ilginç diyaloglar yaşandı.
..
Yunanlı tarihçiydi.
Çok seyahat edilindi
Ve deneyinilimlerini yazmak istenilindi.
'Dünya Turu'
Adlı eserineli,
Özellikle haritasıyla
Önem taşınılır.
..