doruklardan
kopup geldi
çığ bozması karanlık
ve soğuk
gerisi koca bir kandırmaca
armudun iyisiydi yediğim
/malum ardımdan söylenen/
şerbete banıp tüm acıyı
/kana kana içtim/
yan(ıl) dım
evvel zaman içinde başladı öyküsü kimsesizliğin
güzeller güzeli bir kızdı tüm dünyanın ardından koştuğu
bahtsız delikanlının kalbine sıkılan okun acısıyla durdu dünya
kulelere hapsedildi düşleri/Rapunzel kim kesti saçlarını
fesleğen kokularında büyüyen pamuk prenses kayboldu ormanda
içimi dışıma attığım anlardan biri bu
yine bir şarkının coştuğu melodisinde
kaynıyor kanım
uzun cümleler yazmak değil amacım
ama bitmiyor söz dökülürken kalemin ucundan
üstelik çıktıkça çıkıyor en tepeye vuruşları ruhumun
bilmez ellerim toprak kokusunu
kanamadı hiç/bir gülün dikenini tutup
koparmadı elmayı dalından
ıslanmadı yağmur sularında saçlarım
ve okşanmadılar/yumuşacık
kokusu sinmedi fesleğenin/parmak uçlarıma
deli bir türkü çağlar dudaklarımdan
uzun gecelere inat haykırır sevişmelerin yangınını
dayanılmaz bir patlama yüreğimde
anaların gözyaşları sel…yürek kızıl bir ateşin ortasında
eğreti saatlerin huzursuzluğunda kırılan bir rüzgar sesi
ıraklar günah çıkarmada
yangınlara vurduğum gecelerin ötesinde
arsız aşklarıma uzanan her saat
leylak kokusuna bulanmış sıcaklığıyla düşlerin
çılgın bir senfonide çağlıyor
ruhumun en kuytusunda
aşka aldanışımın iç sıkıntısını
yüzüme çalan çizgiler
külhanbeyi seslerini siliyor
geveze inleyişlerle
her şeye kafa tutan cesaretimin
akşama bulaştı ellerim,
sönüverdi yıldızlar yangınımda
elimden tuttu deniz,
yakamozlarla yıkadık geceyi
rivayete göre
bir adam ve bir de kadın
aşık olmuşlar bir anda
yangınları doruklarda
ortalık darmadağın
yüreğe çalınan aşkın rengini sürmüşler yüzlerine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!