kırılmışlıklar çalmışsa kapını ardı ardına
hüzünlü bir melodi savuruyorsa seni
sarhoş yalnızlığının yalanlarında
serkeş geceler
ve sahipsiz günlerin ortasında
hiç istemezken sevdalanmayı
korkup hummalı bir hastalıkmış gibi
kaçarken ardıma bakmadan
arada sırada yaşayabiliyordum coşkuları
sen
___gelmeden
her şey...bir kez daha
yeniden başladı yaşanmaya
aynı teraneler...yine aynı sancılar
su/tersine akamaz ki
nasıl ki döndüremezsen geriye
geçen zamanı
sırtlan dişlerini gösterdi gizliden
kimse görmedi/ben gördüm
anlamak istediğince anladığın müddetçe
bu gidiş nereye böyle
sen bilirmişsin doğrusunu
sen
gösterdin bir kez daha
enlerin eni olduğunu
bir kez daha satıldı
yazdığın oyun
kurumuş bir ağacın gövdesinden çıktım
aç göğsünü
al
içine
dokun yumuşacık
alev alsın saçlarım
şimdi
sönme vaktidir
gösterilmeyen sırtlan dişlerinde
göz kamaştırıp yansıyan
sahte parlaklığın
fırtınaların
beraberinde taşınan öfkem
dinmedi yağmur damlalarıyla
sellere döndü derelerin şırıltısı
kayan hayatların izleri
yüreğimde atan
şebboylara vurdum
en derinlerini yüreğimin
döküldü safiyeti ruhun imbiklerden
menekşe akşamlarına seğirtti coşku
kondu dallarıma arsız sevişmeler
içimde deli yangını lacivert denizlerin
susuyorum
ve sustuğumca konuşuyorum
ama bilmiyorsun
çanlar çalıyor içimde
kiminde gözyaşı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!