Ağlıyorum;
Dağların en suskun zulasında
İçimde ayrılığın yangını
Derelerde kaybolan suların çığlığında…
Ağlıyorum;
Kuşların kaçıştığı bir savaş ortasında
Allah’ın emri, peygamberin kavli ve devletin izniyle
Yüksek ihtimal “iyi halden” yırtması mümkün bir erkeğin
Bir kadını öldürdüğü “girilmez” olay yerinde
Siren sesi… Telsiz sesi… Silah sesi…
Ve “ölmeyi hak etmişti…” diyen insan sesinde…
Ağlıyorum;
Mavisine takılıp düştüğüm bir deniz kenarında
Babamsız…/ ışıksız…/ oyuncaksız…
Dibine kadar yoksul…/ dibine kadar yıkık bir evin kuytusunda
Annemin yalnızlığı…/ gözyaşı…
Ve çocukken tırmanıp saklandığım can erik ağacında…
Ağlıyorum;
Terk edilmiş yaşam
Terk edilmiş kadın…/ çocuk…/ adam
Terk edilmiş şehir… Yarım kalan şiir
Ve mahşeri kalabalık bir şehrin yalnızlığında;
Morglarda buz gibi soğurken ölü çocuklar…
Ağladıkça ilkelleşiyorum, daha bir insanlaşıyorum sanki
Gözlerim alev kuyusu
Elim…/ ayağım…/ alev gibi yanan ve titreyen dudaklarım
Sesim…/ yüreğim…/ tenim…/ her yanım yangın…
Ağlıyorum;
Ağladıkça ilkelleşiyorum, daha bir insanlaşıyorum sanki
-Antropologlar, arkeologlar ve tarihçiler kendi yanlışlarına yansın-
Ateşi ilk ben keşfettim;
İ-ÇİM-DE…
Haziran-Aralık 2019
Kayıt Tarihi : 27.3.2022 12:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!