Benim değil şu gülen tablolar,
Nefesinin med-ceziri kadar
fırça vurmuşluğum var.
Umudu abartıyla resmeden,
Bir pessimistim ben.
Karanlıklarım da bir gün fecre dalar,
Sertlik kanında varsa hayatın,
Şah damarımı bıçağa dayayın.
Atmaya devam edecek bayım
diyecek ben hala burdayım.
Yunus abimin sözleri, kulağıma kurşundur.
Arama o gözleri, en korkunçu susuşumdur.
Epeydir yoksun.
Her şeyden yoksun,
Bir sarhoşun yüksek sesli
Nakaratında söyleniyorsun.
Bir marul istemi
Masaya yeşillik katan.
Gün batımları aklına varırdım,
Sen fark etmezdin, ben hep vardım.
Çiftli cefa sarardım, sana vefa sorardım.
Şimdilerde fena solum-sağım, önüm-ardım.
Up ufaktın!
Bu liman böyledir,
Boş kalmaz bir zaman.
Gelenler, gidenler,
Gelirler, giderler,
Gelen hep gider ve dönmezler...
Yahya Kemal'den iyi mi bileceğim?
Tenin ki melek saflığıdır.
Kıskanılası ellerinle,
Al, tut! diyerek yalvardığım,
Umutlarımın sağlığıdır.
Kokun ki yeni alınmış bir,
Gördesli Makbulenin kucağında,
Kırkağaç kovuğunda, durur öylece.
Hiç gittiniz mi sessizliğin dinlendiği yere?
Kekik burnunuza dolup kalbinize taşmamışsa
Varmamışsınızdır huzurların kentine.
Oysa Kajmer'in bulamadığı piramite
Yazmışım... Kimseye oynamaz kalemimle,
Sevmişim... İspatı olan şu kalemimle.
Ne beni tanırsın, ne sevdamı tanırsın.
Bir bilsen sevdamı, masmavi utanırsın.
'Umud'u nefes etmiş adama,
Olmaz, sevdadır yakacak elbette.
Sevdadır, bekletir umulmaz cennette.
Yakacak, umulmaz yerden vuracak.
Elbette cennette vuracak, yıkacak.
Yanaklarımdaki kilidi bir çözün,
Doyasıya gülümsemek istiyorum.
Bana bir an bile gülmeyecek yüzün,
Nefes aldıkça umudunu güdüyorum.
Ne hayat, bin şükür sade bir günüme,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!