Ertelenen yarın hiç olmayabilir.
Her sönüşünde 'elbet bir gün' dediğin,
Sarı güneş bir daha doğmayabilir.
Mücadele et, zamanı Tanrı yaşar!
Gönlünün çığırdığını, dille susma!
Sana el uzatmak en olmazıdır,
İçten kopan fırtınaların içinde.
Uyumak artık en umulmazımdır,
Gecenin saat zifiri üçünde...
Yastığım sırdaş, akla düşmüş düşe.
Üstüme bol geldi neyi giydiysem,
Acemi yüreği kapatamadım.
Nasıl alın yazgısıdır bir bilsem,
Numune midir, hiç anlayamadım.
Aşk bir fidandır, sulayamıyorum.
Ruhumuz olmuş gitmenle bir dehliz,
Vaslınla da gitmez ki bu derin iz,
Hırçın dalgalarla seviştik biz,
Nefesimizse sanki ölü deniz.
Kim derdi - Allay aşkla yanacağız,
Tüm sinesi zaptolunmuş bu yurdun,
Hangi dinmez yarasını duyurdun?
Sus-pus oturup, huzur mu buyurdun?
Sen hep unuttun! Derdi buydu yurdun.
Tanrının eli değmiş gibisin,
Şu melekleri bile üzersin,
Yar! Sen nasip misin, değil misin?
Ölü bir adamı sever misin?
Tanrı övünür sana baktıkça,
Adın tüm adların en büyüğü iken,
Ardına ne nur ister ne de gül, diken.
Bakışıyla umuduma rüzgar eken,
Sen! Gün gelince fırtına biçeceksin.
Bir fotogıraftır her geceme akan,
Mart ayından sekiz, günlerden cuma.
Kadınlığı kutluyor herkes ama,
İnsan olmayı kim öğretti bana?
Ki dermanım da sensin, sensin yaram,
Yutkunmamda sen, hasret kaldın anam.
Fakirsiniz
Öyle ki beş kuruş haliniz yok,
Doyasıya sevmeye, sevilmeye.
Duygularınız öyle körelmiş ki,
Bir elma kesemezsiniz, yemeye.
Peşinden koşacaksınız hayallerin,
Çocuğum, daha ufacığım
Göçebe anamın dilinde
Karadeniz ağıdı
Babamın Kayserili inadı
Mıhlanmış damarlarıma
Böyle katılmış hamuruma
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!