yaşama elini uzatmış minik kuş.
tutmak istemiş,
yalnızca tutmak...
yaşamak değil aşklarda.
yaşamak değil sonsuzluklarda...
Bir zamanlar...
Ruhumu sarıp sarmalardı,
İçinde aşk geçen sözlerin;
Hedefini vururdu koyu renk gozlerin.
Yıllar, aylar, haftalar boyu
Geçmişin birikmiş hasretini yuvarlayıp
Mevsimlerden sonbahardı, yılın önemi yok
Sanırım son bahardı benim için de...
Hatırlıyorum daha dün gibi net siman,
Gülen gözlerin vardı bana bakan
Ne zaman gülse gözlerin ruhum şenlenir,
Sevgim saçılır, mis bir koku burnuma gelir,
Sensizliğe alışamıyorum,
Çabalarım hep boşuna.
Aldanmışım,
Alışırım derken sana,
Aldatmışım meğer kendimi.
Özledim seni…
Tutamam içimde, sabır rest çekti,
Giz kapıları ardına dek açıldı,
Bir kasırga koptu alnımın ortasında,
Altından bir güneş parladı
Gözlerimin önünde...
Diz çöktüm,
gölgemi al,
sür gözlerinin önüne...
biraz yavaş,
telaşla alınmaz bu yollar.
ilerledikçe azalmaz,
kanma,
Elini tuttum, ilk adımım...
Belki bendim ilk el uzatan,
Kızıllığında güneşin...
Yüreğimi nadasa bırakmıştım.
Ne umutlar ekmiş,
Soluk soluğa koştum peşinden,
Yitirmekten korktum, ölümden korkar gibi.
Yalnızlığıma bir ağıt yakmalıyım şimdi;
Sözlerimi yığıp üstüste
Ateşe vermeliyim hepsini birden.
Yansımaz, alabildiğine gider sesimin çağrısı,
Sesimin çarpacağı ne bir beden ne bir duvar..
Çizmiş kaderini, ok gibi fırlayıp dudaklarımdan;
Kırmızı dudaklarım sonsuz bir boşluğa bakar.
Önce yağdı, üşüyen ve titreyen yokluğunun üzerine,
sanma sakin sular hep varolur,
arada bir karışır rüzgarlar rengine,
savurur rüzgarlar saçları ya hani...
bakışları alır götürür derinliklere
kulağımdaki ezgi, karşı koyamam, koymam.
senin yerine kimseyi koyamam yaşadıkça,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!