Şimdi anar usulca adımı mavisi gecenin,
Savrulup bulutlara tattığım, serin rüzgar.
Şimdi kanar içimde haykıran anılarım, perişan
Sarılıp ısındığım sözlerin kayıp dilsiz yar...
Gözlerim kan kırmızı ve bir göl gibi sulu
Bir aşkı katıksız halde bırakıp ardımda, korlaşmak...
Kaptırıp hayallerimi özlemlerimle yıldızı kucaklamak...
Tek başıma, korkmadan, bir sandala binip uzaklaşmak...
Yumup demir kirpiklerimi, arzuya balıklama dalmak...
Üstümde, beyaz bulutlarını indirip eteklerine
Uykusuz, kan çanağı, çağlayan, zeytin gözler
Yitirdi kendini bir girdabın ortasında;
Sesler, haykırırken kendi adını gökyüzüne
Çırpındı alevden bir lanetin sofrasında.
Tükürüp suratına ihanetin, biçti ruhunu,
buram buram inziva
yapışan üstüme kapkara.
yokluğun isyanım,
yokluğun ölümüm,
çaresiz bu yaşadığım
kapkara inziva.
sona ne kaldı derim özgüre,
sakin süzülen yaşlar yanaklarda.
simayı, burkan dudakları anılar
kapanan gözlerde çok yakın,
zamansız yaşanmış tatlı anılar.
Kutlarım!
Sarılır hüznüme anarım
Dünlerin sonsuz sevinçlerini.
Karşılıksız verilen sevgileri,
Paylaşılan sıcak hisleri.
Dünleri paketledim şimdi
iliklerime dek hissediş bu
özlemin keskin tadına bakmak.
herşey bir yana, gerçek şu
benim umutlarımı yıkansın!
beni parça parça ayırıp,
o parçaları ateşle yakansın!
Yokluğun Sevdiğim
Gece yarısı özleminle sarıldığım.
Gündüzlerim nereye kaybolmuş,
Ah bu yürek sensiz ne olmuş.
Darmadağın anılar beynimde,
Ben darmadağın sensizlikte.
dağılır,
darmadağın olurum yokluğunda...
ufalanır içimin merhameti,
acımaz kendi haline.
usul usul bir sancı
beynime hapseder en kötü düşleri.
Güneş kokan bir sevdaymış sarılıp yattığım,
Boylu boyunca uzanmıştık gecenin karanlığına bir zaman.
Vakit ayrılıkla tanıştırmak için nasıl da hevesli.
Gökyüzü kasırgalarına haber salmış;
Benim hüzünlerim yanıbaşımda.
Güneş kokan bir sevdaymış doyamadığım...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!