açılmakta bir gül goncası yüreğim
kim demiş toprağa düşen dal diye
gözleri bağlayan ellere şu hüznüm
bir köşede yakalar çaresini elbet
kör sabahlara doğan güneş yüreğim
Bu gece,
Bu gece yırt gökyüzümü.
Kara perdelerini çeksin üzerimden!
Bir el at şu bela yaslarıma;
Gökyüzündeki yıldızlar gibi minik parçacıklara
Ayrılsın, sen çarpınca pencereme;
hep böyle mi geçecek günler?
böyle aklım baharda,
gönlüm baharda kalacak değil ya...
çözülmüş gözlerimin bağları,
dilim, ellerim özgür
ah bir de ayaklarım dinlese
Bak, yine aynı yollar
Ayaklarımın altında eziliyor
Çığlık çığlığa.
Yaşanan herşey nedense
Gün geliyor benzer biçimde
Tekrar yaşanıyor.
geçtim gittim!
atabildiğim kadar hızlı adımlarla...
karanlıklar düştü ardımsıra,
ardımsıra şimşekler çaktı,
gözlerime yağdı yağmurlar.
merhametimi aldı gitti
Dün gece bu kente yağmur yağdı..
Kopup bereketiyle, usul usul yağdı...
Yandı sol yanım, kıvrandı acıyla
Ah, gücüm yetmedi derman bulmaya.
Dalıp gitti bakışlarım, gözlerim doldu,
yumduğum,
sakladığım bakışlardan,
yüreğine gülümseyen
bir zamanlar,
gözlerim...
sözlerim sana ağıt
duyguların yaşlanacağına kimse inandıramaz beni,
ama değişir...
yaşandıkça hayat,
alındıkça ömürden sayfa sayfa yollar;
değişir duygular.
daha farklı bakarsın, daha farklı hissedersin...
yüreğinin götürdüğü yere git.
ya da diretmişliğine bürün,
sarın siyah paltona...
evinin tüm pencerelerini kapa.
geceleri aç gözlerini, gündüzleri anımsama.
bir hançer al köşedeki kasaptan,
Bu Eylül ayında
Deniz kıyısında buluşalım seninle;
İş çıkışı olsun,
Gün batmak üzereyken...
Ruhlarımız gibi buluşsun,
Bedenlerimiz...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!