-(göz: tamam gözüktü, şu an gözleri pencerede)
şimdi git, ama geri geleceksen git…
ve geldiğinde canımın içi, kapalı pencerelerin hepsini aç önce
dağılsın sensizliğin doldurduğu, buram-buram yoksulluk kokusu
ve sonra her gün penceremize konan, o bir çift güvercini besle
ben onlara hiç bakamadım bile, yani alışmak ve ayrılmak korkusu,
Ayrılık diye bir şey yok.
Bu bizim yalanımız.
Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?
Güneş çoktan doğdu.
Devamını Oku
Bu bizim yalanımız.
Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?
Güneş çoktan doğdu.
Bir avuçcuk sözcükle çok şey söyleyen ama anlattıklarını saltça orada bırakmayıp bir orduya yetecek duyusal/duygusal fantazilerle varsıllaştıran ;sonuçta bunları yinelenen anlatım olmaktan kurtararak şiirin damarlarında gezinen ses- söz yuvarlarına dönüştüren bir enfes şiir.
Gitme'lerle / gelme'lerle yaratılan harika bir atmosfer...
Bu büyük dolaşımın her adım aralığında başka bir yürüyüş sesi vardı.
Bu ayrık adımların merkeze doğru yaklaştıkça heyecan verici bir hal alması gerçekleşecek suikasten miydi acaba?
Bir bilinmezlik üzerine kurulu olsa da ayırdındalık yarattığı besbelli bu şiirin.
Kutluyorum ÇEŞTEPE'yi.
Erdemle.
Tebriklerim çokça..Saygılar selamlar..
bu sabah erken, gün doğarken git…
ama geldiğinde, sabah fırından çıkmış sıcak ekmek olsun elinde
inan kendime değil, güneş battığı zaman doyar benim de açlığım
sebebi, sana hasretimin taze ekmek gibi, kokmasıdır yüreğimde
sahi unutmadan, çayımız da tam deminde, sabahtan hazırlamıştım,
şimdi kısık ateşte…
…ne olur git, ama gün soğumadan gelecekmiş gibi git.
YORUMSUZ SEVGİLİ UZUNGEMİCİ...))))
'Gitti de gelmeyiverdi....
Gözlerim yollarda kaldı'....
Nasıl da içi yana yana söylerdi bu şarkıyı rahmetli Hamiyet Yüceses.....Çocukken dinlediğim plaktan çıkan o ses hala kulaklarımda çınlar.....Sanki yıllar sonra gözlerimin yollarda kalacağını blirmiş gibi...
Acıyla söylendiğini çocuk yüreğim hissetmişti...
Atılay Denizaltı savaş gemisi battığı , eşini kaybettiği için böyle yanık okurmuş, o zamanlar büyükler öyle anlatmıştı...
Denizaltının bütün kapıları sıkı sıkı kapalıydı, çıkamadılar, açık bir kapı bulamadılar.....Çünkü gemide kapıyı açık bırakamazdılar.......Kaç aşka
suikast düzenlenmişti acaba o gemide...?
Ve ..... çiçekler çelenk olup bırakıldılar denize, denizaltının battığı yere........Güvercinler hala camın
önünde....
Görüyor musunuz ?.. Ben de gittim taa........nerelere.......Hamiyet hanımın ve denizaltında
şehit olanların ruhları şad mekanları cennet olsun...
ÇOK GÜZELDİ........TEBRİKLER.......SEVGİLER..........
eyvallah üstad çok hoş ve yumuşak zalim bir şiirdi...
eyvallah üstad çok hoş ve yumuşak zalim bir şiirdi.
perdeler açılsın ve başlasın suikast...
hem yoruma ve hatta oyuna gelecek kadar kaliteli bir eser....
Yürekten tebrik ediyorum. ::::
bu sabah erken, gün doğarken git…
ama geldiğinde, sabah fırından çıkmış sıcak ekmek olsun elinde
inan kendime değil, güneş battığı zaman doyar benim de açlığım
sebebi, sana hasretimin taze ekmek gibi, kokmasıdır yüreğimde
sahi unutmadan, çayımız da tam deminde, sabahtan hazırlamıştım,
şimdi kısık ateşte…
…ne olur git, ama gün soğumadan gelecekmiş gibi git.
Değerli kaleminizi kutlayarak esenlikler temenni ediyorum.
Gidenler birgün açık kapıdan geri geleceklermiş gibi ümitle beklenir seven kalpler tarafından gönülden kutlarım kaleminize sağlık Mesut Özbek
Tek kelimeyle müthiş...
Bu şiir ile ilgili 108 tane yorum bulunmakta