Gelin arkadaşlar gelin yarenler
Biraz konuşalım ülfete geldim
Emiler dedeler pirler erenler
Duanıza muhtaç hizmete geldim
Dokuzyüzotuzda seyahatim var
Gökleri pus eden Arsiyan dağı
Cihanda var adı sanın Arsiyan
Dünyada şairler vasfeder seni
Tarihlerde var destanın Arsiyan
Etrafında soğuk suların akar
Gönlümün bağında o civan güzel
Bitmiş çiçeklerin evliyası mı
Sinem bahçesine düşer mi gazel
Yaşatır ömrümün dil rubasını
İlahi nurundan o nazlı yari
Çıkıp seyreyleme gülşen bağını
Varır bir virane göl olur gönül
Gider düze gam mihnetin dağını
Tükenmez yollann çöl olur gönül
Şehr-i tanır ela rameşan olur
Gönül havaların açılmaz olmuş
Yaylaların sarmış kara bulutlar
Bulanmış çayların geçilmez olmuş
Yıkılmış kalmamış köprü geçitler
Gönül gam hicranın yok mu hesabı
Gönül hiç usanmak yok mudur sende
Bahar yazın geçti kışlanmadın mı
Bu kadar dolaştın el kapısında
Kimseden döğülüp taşlanmadın mı
Gönül ne ağlarsın sen için için
Livana'dan çıktım Şavkat dağına,
Allah'ın lütfundan ihsan göründü,
Sanarsın ki düştüm cennet bağına,
İnsanları huri gılman göründü.
Sevgim kaldı vatan gazilerinde,
Gözümün ışığı soldu güzel bak
Gün gelir geçer mi bu acım doktor
Çevir aynayı elektrikle bak
Bir çare bulursan duacım doktor
Yandı nev baharım nar ile gitti
Ayrı düştüm gülşenimden gülümden
Söğüdün dalında ötmeliyim ben
Allah'ı sevenler etmen yolumdan
Tez elden Afyon'a gitmeliyim ben
Goncadan mı geçem hardan mı geçem
Ayrılık badesi kar etti cana
Serseri gezdirir peymane bizi
Esti kısmet yeli attı bir yana
Düşürdü feryada figana bizi
Elbet takdir sana ederim mihnet
bu şiirini bulamadım? adı nedir şiirin? bilen var mı?
Biz bu zulmetler içinden çıkarız bir gün
Şarka garba yıldırımlar çakarız bir gün
Kara bulutlar içinden parlayıp şimşek atar,
Gök gürler, dolular yağar; bakarız bir gün.
Kafkas, Buhara, Kırım'dan çevrilen hisarları,
...