Biliyorum senin de aklından çıkmayacak anılar
Gitmeyecek içinden bana ait ne varsa
Ve ne varsa gelecek ardın sıra bir bir
Sen de özleyeceksin benim gibi
Sen de ağlayacaksın gecenin bir yerinde
Dalıp dalıp gideceksin uzaklara
Dön artık
Adın dilimde asılı kaldı
Unutmak mı seni
Aklım bu sevdanın esiri kaldı
Canı boşladım şu zavallı bedende
Gittiğin yolar seni değil
Yüreğim kanadı kırık bir serçe
Hasretine konmuş
Eğilmiş dalım
Sensizliğim kopmuş
Büküldüğü yerden...
Buz tutmuş ruhumun elleri
Ayaza kesmiş bedenim
Aklımın gel/gitlerinde
Ben yine yüreğime firarım...
Tenimde zemheri üşümeleri
Soluk soluğa kalmış dermanım
Nefesimden düşen sonbahar sarısı
Ellerimde yanan düşlerimin
Kirpikleri ıslak
İçimde kırık bir ağrı
Hüzün karası...
Yüreğimin secdesinde okunur
Beş vakit vuslat
Sızlar içim yarası
Nerdesin...
Gölgesini kaybetmiş ruhum
Sensizliğin zeval vakitlerinde
Tepeden bakıyor günüme ayrılık
Tenimin kuytularında hıçkırıklarım
Dayanmış sırtıma yokluğunun huzmesi
Süzülüp sen oluyor çaresizliğime
Sensizliğe inat
Dokunamasam da aşkına
Bendesin...
Vedalar mühürlenmiş dilimde
Kilit vurulmuş yürek sesime
Sicilime düşmüş lâl olan yanım
Seni k/anıyor
Çığlık çığlığa
Dilsizliğime perdesin...
Gözlerimde kırılıyor özleminin ayracı
Yokluğun sol yanıma hiç yakışmıyor
Saf tutuyor sabrım
Umutların ârâfında
Bekliyor yâr lütfunu
Tâ derinden bir gün bana
Gel! desin...
10.03.2011
''Bazı aşklar yarım kalır
Öksüz kalır
Kırgın kalır
Uzaklara düşse de elleri
İzi kalır
An gibi durur aklında, gitmez içinden''
Bir sen vardın beni tamamlayan
Sen de gidince yarım kaldım
Yıllar geçti aradan
Anmadım bir kez olsun adını ama
Bir kez olsun da aklımdan çıkarmadım
İçimde halâ istasyon beklemeleri
Yine ayrılığın yıl dönümü...
Yıllar geçti gidişinin ardından ama ben hiç unutmadım seni.
Kasım'dı ve gidişin daha soğuktu Kasım'dan. Hâlâ dün gibi aklımda. Bir çığlıktı kopan sanki bağrımdan. Nasıl da üşümüştü yüreğim. O günden beri sevmez oldum bu mevsimi.O da beni sevmedi ki senden sonra bir acı daha bıraktı bana en hasından..
Ne çok ağlamıştım peşin sıra.Gözyaşlarım bile yanmıştı içime düşen acının bağırmasından. Öylesine yorulmuştu ki gözlerim bir hastane odasındaydım kirpiğimi araladığımda.Ve kararmıştı dünya. Bu yüzden bakışımda derin bir siyahlık kaldı benim o günden beri...
Dilimde adın, sözümde sen
Gözümün önünde halâ hayalin var
Bir özlem ki sarmış yüreğimi
Üşümüş hasretini giymişim
Oysa mevsim ilkbahar
Ağaçlar salkım saçak çiçek
Sen gelince aklıma
soyunur gözlerimden karanlık
gece yanar içimde gün olur
devran döner ömrümde bir anlık
siyahlar beyazlarla boğulur
bir huzur dolar gönlüme kavlimce
Kirpiğimde beni yıkayan bir acı
Dayanmış gecenin kapısına
Gözyaşıma asılmış karanlık
Karanlık ki hayın
Karanlık pusuda...
Yıksa da,sırtımdan vursa da
''Merhaba can kuşum merhaba'' diye başlamak isterdim ama
sen yoksun ya içimdeki kuş yaralı, neye yarar sana doğru uçamadıktan sonra.
Zaten göç zamanı da değil, mevsim kışın tam ortasında.Aylardan ocak günlerden pazar.
Her zamanki gibi bir gün olsa da adı tatil ya farklı bir şeyler yaşamak için neden arıyorum kendime. Şöyle çıkıp dönesim geliyor şehrin etrafında, fakat hava çok soğuk buralarda.Ama ben üşümüyorum. İçimi ısıtan hayalin yanı başımda,sıcaklığın kalp atışımda... Hem dışarıda ne var, ışıltılı vitrinleri seyretmekten başka.Hani onlar da fazla zevk vermiyorlar.Solumda olduğun kadar sağımda yoksan,aşkım şu kırmızı mont çok güzelmiş bir bakalım mı diyemiyorsam,girip en sevdiğim lokantaya karşılıklı iskender yiyemiyorsam dışarıya çıkmanın ne anlamı var.
Yan yana yürümek, yana yana yürümek değildir her zaman.Olsa da yanında birleri yalnız yürürsün çoğu zaman.
Ellerimi ısıtacak ellerin yoksa,ruhum kenti değil seni dolaşıyorsa,sinemaya çok kişilik bilet alıp tek kişilik oturuyorsam,filmin en duygusal yerinde başımı yaslayacağım omzunu arıyorsam...Ne anlamı var sevgilim,dışarıya çıkmanın ne anlamı var bu soğukta...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!