Hep cevapsız bıraktın sorularımı neden
Bilsen yalnızlığımda ne çektim eller elinden
Bir garip pervaneyim sevdiğimin yüzünden
Hiç yalansız sevginin sonu böyle mi olsun
Sevdiğim bil benimki deniz rengi sevgiydi
Niçin, çarmıha gerilmiş güller?
Biliyorum…
Ben, çok iyi biliyorum!
Yine boşuna mı açılmış eller?
Örselenmiş kâğıtta unutulmuş bir dua gibi!
Solgun yüzler…
Cana yapışan, hüzün yılları...
Her gördüğümü artık bire bir eşleyip seçemem
Her gün çıkarırsın önüne, tuttuğun ince hesapları,
Yarınki hesap tutar mı bilemem?
Bellidir ömürdeki geçirdiğin hüzün yılları...
Elif…
İncecik,
Minicik!
Sözün ilk gelişindeki incelik!
İlkbahardaki gülümseyen gelincik!
Bugün üç kasım Perşembe,
Anılar vardır yıllar sonra...
Aldanmaz bakarsın ufuklara,
Hele perçine vurulmuş siyahlara,
Yaklaştıkça sanki döner canavara! ..
Saklananlar çıkar ardı sıra,
Burası özgür topraklar...
Tertemiz!
Binlerce yıldır silinmedi izimiz!
Atlar...
Şimdi nerede koşarlar?
Lakotalar...
Ürperti veriyordu; önüne ne gelirse,
Meçhule akıyordu; insan, seli bir görse!
Titreyip geri durur; duyarsın bağrışını,
Artık bitti sanırsın; izlersin ağışını! ..
Çevriliyor bulutlar, simsiyah ekşi yüzü,
Öyle ki yan, zaman geliverip geçer
Dokunur tenime kupkuru yel gibi
Aşina yüzler neden olsun el gibi
Yarın bilinmez kim hangi yolu seçer
Toprağım kalacak bilinmez çöl gibi
At İzine... İt izi!
Niye karıştırdın?
At izine, it izini...
Yollarım vardı uzun ve ince...
Çoğu zaman güneş ufka değince;
&
Her köşede boynu bükük bir çiçek!
Her an gelecek çöl yangınlarında,
Düşünüyorum onlar, ne içecek?
Hele ümitsiz yarınlarında,
Elinde kalanı kim bilebilecek?
Okurken insanı irkilten,şiirin derinliği içerisinde kaybolunacakmış hissi uyandıracak kadar gizemli duyguların anlamlaştırdığı,dediğim gibi yine düşünce derinliği baş döndüren boyutlarda, esrarlı, muhteşem bir şiir okudum.Kaleminize yüreğinize sağlık değerli Üstat,gönülden kutluyor,selam ve saygılar ...
kutlarım üstad tebrikler.