Gözlerimde yaş, sırtımda yük
Belki unutulacak, belki okunmayacak
Şiirler bilsin yeter ne gidebildim ne sevmeyi bırakabildim.
Acılarımı sildim aynalarda, kimse bilmesin, sende bilme
Hep bir adım geride kaldık
Kiraz çiçekleri açtı sevgilim
Paramparçayım
Kurudu yapraklarım
Dökülmekteyim
Kiraz çiçekleri açtı sevgilim
Kandı rengarenk yanan kandillere.
Kaybetmek uğruna tercihler yapıp, yanacağından habersiz.
Solup da gidecekti zaten, hep gitmişti mutlaka.
Yürüdükçe yandı, ölü dedikleri toprak alevlendi ayaklarının altında.
Sayfalarca yazılacak, defalarca silinecek.
İzi kalacak kirlenmiş sayfalarda.
Yazdım, yazdım,
Koca bir yangına, bir iki damla oldu,
İçimdeki ormanların ıssızlığında,
Ansızın bir gece, duymaya çalıştım seni.
Çok ağladım.
Canımdan koptu parçaların,
Yokuş aşağı hızını alamamış,
Kaygan zeminde yüzüne vuran rüzgârın etkisiyle sertleşmiş yüzü.
Yoksul kalmış, sevgisiz kalmış;
Aşk, onu terk etmek istemiş.
Olduğumuz kişiden başka ne çıkarabiliriz?
Bu ne sevdadır, bu ne aşktır
Özlemek bizim taşıyabileceğimizden ağır geldi
Kalbimi ellerinde bıraktım
Sorma bana da nasılım bilmiyorum
Bir güz yarası açıldı yüreğimizde
Üzerime yıkıldı taşlar, kayalar, dağlar, denizler
Yara bere içinde misafir olmak istiyorum kollarına.
Bir umut olmalı, bulun, bulun getirin onu; onsuz yaşayamam.
Nefessiz kalmak gibi sabahın erken saatlerinde.
Git artık, kor ateşler bizi sarmadan
İçimde yanan ışıklar dönüyor
Geçmişimin üstünde
Yaşayamam bugünü istesem de
Bir yabancıyla uyanmak gibi çoğu zaman hayat
Zaman, çok eski bir anda donmuş sanki
Bozulmuş, kokmuş, bir anlam yükleyemediğim
Senden uzakta geçirdiğim bilmem kaçıncı gün.
Kedileri sevemiyorum sensiz,
Aynalara bakamıyorum uzun süredir ,
Rengim daha bir soldu sanki.
Uykular daha bir huzursuz,
Gülüşlerim daha bir yalan gelmeye başladı.
Anlarsın sen beni.
Diyecek sözüm çok.
Anlatacak kelimeler yok.
Sana koşan adımlarımı nasıl da heyecanlandırıyorsun, bir bilsen.
Büsbütün nasipsizlik değil mi bizimki?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!