İnce buzlar üzerinde çatlaklar,
Işık sızıyor soğuk sularıma.
Gerçeklere kapatmış gözler,
İmkânsız dendiyse de duymuyor.
O kadar pervasız ki, nefes bile alınmıyor.
Yaşar, sever, kırılır, âşık olur.
Gözlerinde yaşlarla, bir gün gelir, ölür insan.
Hem yaşar, hem ölür.
İnsan kendi yasını tutabilir mi?
Anlamadan, son sözlerini söyleyemeden ölür mü insan?
İstediklerine ulaşmak nasıl bir haz vermeli,
Hiçbir zaman anlayamadım.
Ulaşmak, varmak en anlamlı sona,
Elde etmek nasıl da acıdır.
Her türlü yolu denemek mubah mıdır bu yolda?
Gözlerin beni görmezdi.
Çarparak, devirerek yürürdün yolları.
Nerede seni gülüşleriyle uyutmayan kadın?
Unutturacağı çok şey vardı sana,
En baştan öğreteceği:
Ne çok sevmiştim oysaki, ne çok seviyordum hâlâ.
Yine gidiyor, hiçbir şeyi bırakmadan bana.
Yüzü solgun, bir o kadar bıkkın.
Sitemler birbirine karıştı en nihayetinde.
Çok seven ben miydim sadece?
Bazen bir adım
Bazen bir de aşk eder darma duman
Korkarım sensizlikten
Daha çok korkarım kavuşmaktan
Uyku vakti gelince dökülen yaşlar
Islatır deli sevdalıları
En güzel günleri hatırlamaz olalım,
Sabahları, geceleri beyaz örtülere saralım.
Hiç sevmemiş farz edelim.
Sönmüş, tükenmiş ateşim,
Suskun gecelerde kaybolan şiirim...
Teninde bambaşka bir dünya vardı
Beni baştan başa saran
Kokusu bulandırdı aklımın sularını
Beni saran aşk çoktandır yola çıkmıştı
Beni tüketmek için
Ah ruhumda esen rüzgarım
Aldığım nefesin sebebi,
Şarkılarımın derin yarası,
Bu şehrin uğultusu...
Baharda açan çiçeğim,
Şimdi beni bulsan tekrar
Tekrar sussan karşımda
Kızsan, bir yol açsan düşmeyeceğim
Tutsan ellerimden bırakmayacağına söz verir gibi.
Bir şarkı gibi aksak sokaklarda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!