Fikrin çok azaldı, noksanı buldu,
İhsan arayanlar ihsanı buldu,
Yaşı seksenbeşi-doksanı buldu,
Tutar gelir benle meydan gözetir.
Her yanı sarıp sarmalayan akşam karanlığında hayal-mayal seçilebilen, eskisinin güçlü ve ünlü, günün beli bükülmüş, yaşlı aşığı, pencereye yakın bir yerde kalakalmıştı. Bellediğinin ve anılarının geçmişten önüne gelip dikildiği anlaşılmaktaydı.
Bastonuna dayanarak ve olduğu yerde dikilip başını yukarıya kaldırarak penceredeki saza, anında sesle şöyle bir yanıt verdi:
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Kıymetli ağabeyim...
Böylesine akıcı eserlerin okumamasını hayretle karşılıyor ve bu eserler serisinin yarın bitecek olmasından dolayı da burukluk hissediyorum...
Danıştım alime, sordum hocaya,
Yolum düştü bir karanlık geceye,
Ölüm gelir, bakmaz gence-kocaya;
Bazen pir yerine civan gözetir.
Bu eserin bu dörtlüğüne hayran kaldım...
Adı başka olsun, ama olsun... Eklemeye devam...
En derin saygılarımla...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta