Ne aslı rüşdü gibi sahih
ne göründüğü gibi emin olsa
can dolu dünya işiyle
işi gün gibi aydınlık olsa
olsa tıpkı bir keçi gibi inatçı
kul hakkına karşı boyun bükük dursa
Sıra sizde!
Yatacaksınız
O donuk mermer taşların arasında.
Yıldızlardan uzak,
Uzaktınız zaten.
Güneş kadar uzak
Bir anda dağıldı gönül ufkum
Kıyamet düştü her hece dilinden.
Seması kararmış o gözü getiren
Söyle! Kalbinden nasıl aktı?
Neden döküldü bu cehennem.
Hazin bir kıştı miadı hazırlayan;
Yüzünün vahasında elif kadar güzel
Nun kadar narin çizgisi gülüşünün.
Atılacak pusularda esreye yatmış
Çatısı hain göğüslerdi kini besleyen
Ve bu senin son perden, son bir kış
Kurak bıraktın çölüne saçtığın kum gibi
Ne az'dın ne de çok hep yaktın ömrümü
Kahrıma çekimli her halin atılan kurşunu
Günüme düşen kara bir leke ölüm gibi.
Üşümüyor inan bir defa ölenin artık canı
Nice ayan vardır sevgide ortak
Nice beyan, husumet içinde.
Güneş;
Bir yerde batacak, bir yerde doğacak!
Bir dünya vardır!
Savaşsan da yaşanır, sevişsen de.
Niçin? Umuda arzu duyar insan
anlamı eskiyen tanımların, adı olmuştur.
Niçin? Eksikliğine tahammül ile ısrar
indini tanımaz, başkasına zehr olmuştur.
Bırak bu kuru isyanı, alnında şerh ile kara
içinde zebun, ıslaha muhtaç!
Ve afakı saran bu zuhur,
kalkan, kalbimin aydınlığı mı?
Kim boğdu karanlığa ey zaman!
Asırlık bir uykuda bıraktın beni.
Bu bakışa dizili merakımın
ufku, neden gül kadar kırmızı?
Ey hali anlamaz; varda cansın ama yoktan anlamaz!
Sen günü mes et, meşk ile dol kendi bahtına.
Bahtıma yolun düşmez, ne diye zapt ile yoluma çıkarsın?
Ey ruha söven aşkın dilini, inin de zelal etmiş!
Hangi zerre koyarda sevgiyi anarsın?
Bir gün bile olmayacak hakkı ile yeretmez
Saymadan ne bir gün, ne günler oldu, geçilmiş yavaş yavaş
Belki o gün ümitsiz bir yangın yeriydi, kalpte ince bir telaş.
Bir kara buluttu gözlerin, fırtına kopartıp düşen kirpiğinde
Asılmış her gün bitmiştir artık, mazidir ne beklersin geride.
Yerde bir yaprak, dallar göğe küsmüş, çınar gibi içi yaslı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!