Barut gibiydim, kıvılcım bekleyen,
Aşkım alev alacaktı, olmadı,
Yok artık o şevk, içimde büyüyen,
Senden yana hiç umudum kalmadı.
Başkaları çalsın şimdi kapını,
Deniyorum,
Çoğu kez silip atmayı aklımdan seni
Bir hastalık misali yayılıyorsun.
Yanılıyorsun, deli değilim
Biliyorum bu yazdıklarımı duyuyorsun,
Çünkü aşık derler bana,
Bağrımda bir hazin sızı,
Unutamam aşkımızı,
Yedin de bitirdin bizi,
Ölüm bu saatten sonra!
Açıp ağzı yumar gözü,
Adına sevgi dedim, oldu yalan,
Aşkımız da artık eski bir roman,
Bir hatıradır sevda senden kalan,
Şimdi istesem de sevemem seni.
Hasret rüzgarı aramızdan esti,
Bir yudum ışığın altında, elimde kalem,
İster inan, ister inanma, çok seviyorum,
Bu sonsuz acıya gülüm, senin ancak çarem,
Seni zifiri karanlıklarda bekliyorum.
Ne olur öylece yanmışsa bir tarafımız,
Bir yalnızlıktır kapımızı tıklatan,
Sonra kar yağar geleceğimize,
Geçmişin beyaz örtüsü...
Hasretin buğusuna bir şeyler yazarız,
Cebimizde ise kalp kırıklıkları,
Biriktirdiği yılların...
Yangın var!
Yangın var içimde ağaç çıtırtıları,
bir telaş!
Kozalaklar patlıyor,
Dumanaltıyım,
Yetişin!
Memleketimde çok güzel bir deyiş vardır,
Ayrılık; ecelsiz ölümdür derler,
Ne bir cisim kalır sevenden geriye,
Ne de esamesi okunur aşkın,
Bir ufak vedadır geriye kalan.
Eskisi gibi șiir yazamıyorum artık,
Duygularım öyle yoğun değil,
Kor alevde yanmaktan bu canın,
Eti derisi gitti, kemiği kaldı.
Bilmem bu ne çetin imtihandı.
Gitmişsin öyle sade ve sessiz,
Öyle boynu bükük ve kalabalık,
Soluklarım kesiliyor bugün habersiz,
Bana seni unutmak görünüyor artık.
Bir yel almış içerimden adını,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!