Los Alamos’ta çakıldı ilk çivim
Altısıydı aralığın
1945 yılının en sıcak anı
Karnımda kararsız atomlar
Ateşledi fitilini uranyumun
Saniyede bir milyon kere
Hoş geldin bebeğim.
Hoş geldin Rüveda Merve’m
Hoş geldin evimize, avlumuza,
Küçücük dünyamıza hoş geldin
Haziranını beşinde
Tomurcuk verdin sofamıza.
Ne Dicle’yim ne Hazar’ım
Ne de azgın Fırat
Ben Asi’yim
Asi kaldım bunca yıla inat
Kah eksenim, kah yörünge
Seni hiç yazmadım.
Ne yüreğime olsun
Ne de gözlerimin ferine
Seni hiç yazmadım.
Sen bir rüyaydın
Bir kıvılcım yakınca dudaklarımı
Bekle İstanbul, bekle
Kızıl şafağında
Sim kanatlı kırlangıçla geleceğim.
Büyükada, Tarabya, Rumeli Hisarı,
Sizleri çiğneye çiğneye geçeceğim.
Gözüm ne sultanlığında senin,
MAVİ
Hiroşima, Nagazaki gibi bir yerdir
Ansızın patlar yüreğim.
Yıkılır bir şehir,
Görmeden,
Bilmeden kimseler,
Kalbimde büyüttüm sevdamı.
Kocaman bir çınar gibi,
Dalların bedenimde sarmal sarmal,
Yüreğime can veren, bir damar gibi.
Küçücük sevgiler yollayan duygularla değil,
Efsanevi sevdalarla vurdum yüreğimi uykulara
Hangi dağa çarpsam yarılır,
Heybetiyle yükümün, Everest bile yorulur.
Gel gülüm, ne sen söyle
Ne ben duyayım kemanın ayrılık tınısını.
Bir kadın
Esmer bir kadın.
Düz ve siyah saçlı,
Kömür gözlü bir kadın.
Mağrur birazcık,
Birazcık gururlu.
Bak yüzüme
Gözlerime bak.
Kırılmış,
Paramparça olmuşsam.
Dağılmışsam ayaklarına
Tuz buz.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!