Sıradan bir kadının
Duygusal evreninden taşan
Acemi ve ürkek hissiyatlerle
Beni sevmek! ! !
Bu kafi değil...
Artık korktuğun kadar yakın değilim sana
Soluklanabilirsin…
Benden yana,
Sevdasal yağmurlar,
Düşmeyecek saçlarına…
Gözlerini ben çizdim
Kaşlarını yay yaptım
Bakışlarını ok…
Renkten renge boyadım
Saçlarını ben çizdim
Sen bilmesen n’olur?
Ruh eşim olduğunu
Bana yar olman için
Dünyaya doğduğunu
Alnındaki yazıya
Adımın konduğunu
Sevdiğim
Bahar yağmurları mevsimi
geldi de geçiyor bu elden
Yapraklar koşuşuyor hala
Kurumaya yüz tutmuş
çimenlerin üstünden
Karanlık dehlizlerin
korkunç girdaplarında
yitirdim umutlarımı…
Üşür yüreğim!
Güneşi, ışığı, sıcağı unutmaya yüz tuttu
Oysa
Aklıma düşürür bu hisli türkü
Üstad, güftesini seçer gönüllü
Ne etsem avunmam, belam püsküllü
Çıkmıyor ki sevda, candan bir türlü…
İçimde bir sancı, kirpiğimde ter…
En fazla
Mecnun sevdi sanıyor
Leyla’ysa sevildi çokları
Değdiğinde göğsüme
Müjganının okları
Anlatamam Allah’ım
İlkin gözlerimle
Hislerini okuyuş
Ve cüretkar
bir temas...
Önce ellerine
Sonra tenine…
Dilsizliğe, ilgisizliğe
Hissizliğe merhaba…
Ve de
Dostlarla devrilen
İki şişe şaraba…



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!