Ahmet Mustafa Kulaber Şiirleri - Şair Ah ...

Ahmet Mustafa Kulaber

Bugün ne mutlu bize, yaşıyor cumhuriyet,
El ele kenetlendik ulusca dönmez kolda.
Yüreğmizde yaşar ilelebet hürriyet,
Değişmez bu fikrimiz can veririz bu yolda.

Gayretimiz halk için, özgürlüktür yolumuz,

Devamını Oku
Ahmet Mustafa Kulaber

Atatürk, bağımsızlığını yitirmiş, orduları dağıtılmış, bütün tersanelerine girilmiş, bilfiil işgal edilmiş bir ülkenin insanlarının başına geçmiş, topyekûn ulusal bir direniş ve ulusal bir kurtuluş savaşı ile düşmanları yurttan attıktan sonra bugünkü modern Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurmuştur.
Türkiye'nin bir tek lideri vardır. O da Atatürk'tür. Atatürkçülük sayesinde dimdik ayaktayız. 'Vatanın bütünlüğü, milletin bölünmezliği' Onun attığı temeller üzerinde sembolleşmiştir. Cumhuriyetin ilke lerine ve devrimlerine karşı birkaç sözümüz olacaktır.
Kişisel çıkarlarına toplumu araç ederek ve onları saptırarak başka maceralara götürmek isteyenler az da olsa vardır. Sağduyu sahibi Türk Ulusu, ne aldatanlara, ne de aldatılanlara asla itibar göstermeyecektir. Atatürkçülük bir ülkü¬dür. Birlik ve beraberlik ülküsüdür. Kellesini koltuğuna alarak 'yedi düvele' karşı ulusunu savunan bir lidere anlaşılmaz bu tutum neden? Nereden kaynağını alıyor bu bezirganlar? Adeta, 'Neden kurtuluş savaşı verildi, neden bu devlet kuruldu? ' diyecek kadar gaflet ve dalalet içinde olan bu insanlara ne demek gerekiyor acaba? Kükreyen aslanların diyarını, fısıldayan rüzgârın göklerini, solmuş dökülmüş yapraklarımı yeşillenmesini kimler sağladı? Yanıtı: Atatürk! ..
Atalarının, şehitlerinin kanlarının fışkırdığı her karış toprağın savunması için canını ortaya koyan kimdir? Yurdun tüm bacaları yıkılmış, orduları dağıtılmış, bütün tersanelerine girilmiş, bayrakları çiğnenmiş, ezanları susturulmuş, ülke bilfiil işgal edilerek mallarına el konulmuş, zevklerin soğukluğunda, şehitlerin mezarlarının başın da şehvet rakslarının yapıldığı, kadınların düşman kollan arasında, çocukların düş¬man süngüsü ucunda yaşatılmaya çalışılan bir ülkeyi kurtarmanın kutsal bir görev olduğunu unutmanın ne demek olduğu elbette malumdur.
Çağımızın yaşam sürecinde gördü¬ğümüz liderini kaybetmiş Yugoslavya'nın bir bölümü, Afganistan'ın bunalımlı yanı ve egemenlik koşulları, Irak'ın çeşitli bahane¬lerle kişisel çıkarları uğruna karşılaştığı insanlık suçu, Lübnan'ın ve Filistin'in yaşadığı koşulların tümü ulusal ülkü ve lider yoksunluğundan kaynaklanmıyor mu?
87 yıl önce Türk Ulusunun yaşadığı o karanlık günlerin yediden yetmişe herkes tarafından bilinmesi gerekir.

Devamını Oku
Ahmet Mustafa Kulaber

A.Mustafa Kulaber
Laiklik Latin kökenli bir sözcüktür. Siyasal bir kuruluş olan devleti, dinin dışında tutmak suretiyle korumak, kişilerin inanç ve tapınma özgürlüğünü güven altına almaktır. Devlet yönetimini dinsel kuralların dışında tutarak yürütme işidir. Bu ilkede aklın gereklerini ön planda tutmaktır.
Laiklik kültür seviyesi az gelişmiş toplumlarda çok geçerli bir ilkedir. Dinin devlet işlerine, devletin de din işlerine karışmamasıdır Ancak devlet mensup olunan dinin kurallarının yerine getirilmesinde anayasa ve yasaların amir olduğu çerçevede gerekli birimler oluşturarak halka hizmet eder. Böylece devletin görevi dini siyasete karıştırmadan inancın saygınlığını güvence altına almaktan başka bir şey değildir. Ülkemiz toplumunun yüzde 99'u İslam'dır. Başka dinlerde var olduğu gibi mezhepler, hatta tarikatlar da mevcuttur. Bu inanç ve düşünceleri birleştirmek mümkün olmadığı gibi, mezhepleri de birleştiremezsiniz. Müdahale ettiğinizde insanları da yatıştıramazsınız. Kargaşanın kapısını açarsınız. Din ve vicdan özgürlüğünü laiklik sayesinde koruyabilirsiniz. Bundan dolayıdır ki Türk milleti milli ve dini günlerde birlik ve beraberlik içinde güçlülüğünü korumaktadır İsteyen, istediği dini, istediği mezhebi, istediği düşünceyi seçebilir. Çünkü kişinin düşüncesini söküp atamayız da ondan. Ancak bu kurumları siyasete alet edersek yasaları çiğner, toplumu hoşnut edemeyiz.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluş felsefesinde yani temel omurgasında varolan çizginin dışına kimselerin çıkma hakkı tanınmamıştır. Değişmez bir çerçeve konmuştur. Bu çerçeve ülkenin ve milletin devamlılığı ve bölünmezliği vazgeçilmez ilkesidir. Bu da. Anayasamızın ikinci maddesinde yer almıştır. Aksi halde bu huzuru, birlik ve beraberliği bulamayız. Bu milletin inancı vardır. İstediği gibi ibadetini yapar. İslamın şartlarını yerine getirmede hiçbir engel yoktur.
Atatürk: 'Kişi her istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine göre bir siyasi fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin şartlarını yerine getirmek veya getirmemek hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hâkim olunamaz. Vicdan hürriyetinin kişinin doğal hakkı' diyerek laiklik ilkesinin getirdiği din ve vicdan özgürlüğünün ne kadar önem taşıdığını göstermektedir.
Dini ve vicdanı güvenceye alan laikliktir. Devlet siyasi bir örgüttür. Din Allah ile kul arasında bulunan bir vicdan işidir. Toplum bireyleri dini inançlarını düşündüğü gibi yaşar. Bugün ülkemizde namaz kılma, oruç tutma, camiye, cemevine git veya gitme diyen ne bir yasa ne de uygulama vardır. Anayasamızda, 'herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir' der.

Devamını Oku
Ahmet Mustafa Kulaber

Bir sarsıntı, patlama gece sabaha karşı,
Herkes kaçan kaçana sanki büyük kıyamet.
Korku sarar bir bölge feryatlar deler arşı
Çığlıkla uyanmışız Tanrım bize yardım et.

Daralır Marmara’nın o masmavi göklerin,

Devamını Oku
Ahmet Mustafa Kulaber

Bir gün elbet ışık görecek
Maviliklerde yüzen mutluluk dolu düşün.
Sırtları okşayan meltem,
Minnet dolu gözlerin,
Ufkuna ulaşacak,
Yakarışın, sözlerin...

Devamını Oku
Ahmet Mustafa Kulaber

Uykumu bölüyor
Her gece gibi
Rüzgarın sesi
Bu günler yarınlara eş
Soluduğum her anki
Beklentide bir nefes güneş....

Devamını Oku
Ahmet Mustafa Kulaber

Terliyor insanoğlu mazlum yalnızlığına,
Egonun akışına bakıp küser aynalar,
Açıldı mı yaralar sönmeyen yüreklerden
Boşa süpüren ölüş insanları yaralar...

Bir tufandır bu kopan insan alnına kara,

Devamını Oku
Ahmet Mustafa Kulaber

Soyu bizden almışsın,
Atalardan kalmışsın,
Yeşilliginle bize,
Ne hoş koku salmişsin.

Seni herkes seviyor,

Devamını Oku
Ahmet Mustafa Kulaber

Baharda filizlenen taze fidan gibisin,
Gönlümde bin bir renksin,damarda kan gibisin
Dünya gözünde dar,tozpembe bakışınla,
Yaşanmamış bir huri ölümsüz can gibisin...

Gençsin güzelsin bugün şensin şakraksın kızım,

Devamını Oku
Ahmet Mustafa Kulaber

Karanfil kokan yüreğim
Gün gerldi rüzgarda savruldu
Bir yelken bezi gibi
Yorgun bir ömrün sonundayım artık
Alnımda çizgi çizgi....

Devamını Oku