Ahmet Mustafa Kulaber Şiirleri - Şair Ah ...

Ahmet Mustafa Kulaber

Yarını kurup dengelerde
Yıllar giydirir hayal rengini,
Çiçek, çiçek umut doldurup
Güne boşalır altın dengini...

Aklaştı saçım, aldı yedi renk,

Devamını Oku
Ahmet Mustafa Kulaber

Bir gün daha battı ufuktan
Öğütüldü umutlar yel değirmeninde.
Günün akşamına yorgun,
Karanlık sularda dalga dalga,
Bir yığın dert
Bir o kadar sorun...

Devamını Oku
Ahmet Mustafa Kulaber

Uzay çağı dönemde,ufuklar ötesinden;
Eğitimde sanatta yürüyoruz kararla.
Emin adımlar ile Atatürk'ün izinden,
Ulusça coşku ile gurur ile vakarla...

Harf inkılabı yaptık, çağları aşıyoruz;

Devamını Oku
Ahmet Mustafa Kulaber

Okulunuzu bitirip hayata atıldığınızda elinize birer diploma verilecektir. Bu diplomayı bir kalkan veya bir kale olarak görmeyiniz. Çünkü bu bir tavsiye mektubu niteliğindedir. 'Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz' özdeyişi toplumsal yaşamda yaygın olup herkes bu çizgiyi haklı olarak izlemekte olduğunu asla aklınızdan çıkarmayınız. İlk çareyi devlet kapılarında ekmeğinizi kazanmak istersiniz. Memurun mumla arandığı yerlerde endüstri arşa yükseldiğini göreceksiniz. Bizde arşa yükselmiş bir endüstri olmadığı için yaldızlı diplomaya önem verilir. Gün gelir bu diploma sayesinde önem verilebilirsiniz. Gün gelir bu diploma sayesinde amir, müdür, genel müdür, bakan, başbakan hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Bu mevkilere geldiğinizde ne emrinizdeki memurunuzu ezin ne de amirinize aşırı iltifat edin. Tevazu iyi bir meziyettir. Ancak ölçülü olmayan tevazu şahsiyetinizi siler. Kendinizi asla küçümsemeyin. Yaratıcılığınıza güvenin. Çünkü herkes bir değerdir. Mutlaka herkesin bir alanda bilgi ve becerisi, vardır. Bu bilgi ve beceriniz sayesinde yücelin. İyi iş iyi insan elinden çıkar. Kesinlikle aşağılık kompleksine kapılmayın. Kimseye de tepeden bakmayın. Yapacağınız işin güzelliği, doğruluğu, iyiliği sizi yüceltecektir. Ancak iyi çevrede iyilerin yüceleceğini de asla aklınızdan çıkarmayınız. Kötü bir çevrede iseniz erime ihtimaliniz olabilir. Kendinizi eritmeden içinde bulunduğunuz toplumun tabanından başlayın ve kendi seviyenize çıkarmaya çalışınız. Koltuğunuzu baş tacı yapmayın, küçülürsünüz.
Koltuğuna oturan yücelir, koltuğunu baş tacı yapanlar toplumun gözünde küçülür. Çalışırken gördüğünüz saygıyı emeklilikte de görebiliyorsanız büyük insan olduğunuzu anlayabilirsiniz.
İşinizin ehli olun. İktidar ehil ellerde yararlı yol alır. Ehliyetsizlerin elinde kendine ve topluma zarar getirir. Görev başında, toplumsal yaşamda onurunuzu titizlikle koruyun. Onur bir kuşa benzer.
Uçarsa geri gelmez. Gelirse de huyu suyu değişir, döner. Unutmayın ki iadeyi onur takma diş gibidir.
Uluorta kesinlikle konuşmayın. Her ne kadar iyi konuşan iyi avlar denilirse de boşluğa gelir avlanabilirsiniz. Az laf hoşa gider çok laf boşa gider.
Büyük eserlerin başarılmasında başlangıçta gülünç gibi görülür. Eser ortaya çıktığında efsaneleşir. Bilimin zekâya ışık tutacağını unutmayın. Bir işi başarabilmek için bilgi ve zekâ malzemesine gayret denen cevherinizi de eklediğinizde başarılı insan olursunuz. Her şeyin yalnız gözle de değil, vicdanınızla da görmeye çalışınız. Aptal gözükün, akıllı düşünün. Yapılacak işlerde gözler aldanabilir, ancak vicdan kesinlikle aldanmaz. Siz etrafınızı bulduğunuz için değil çevreniz sizi bulduğu için sevinmelidir. Çünkü birinin keşfi zordur. İntibakınız için önce yakını görmeye çalışın. Yakını göremeyen, uzağın hayali ile yaşayabileceğini unutmayın. Bedensel kabiliyetlerin alkış, fikirsel kabiliyetlerin alaka beklediğini unutmayınız.

Devamını Oku
Ahmet Mustafa Kulaber

Dördüncü zamanda insan yeryüzünde görülmeye başlar. Allah'ın yeryüzündeki halifesi olan insan en mükemmel şekilde yaratılmış mevkidedir. Hz. Adem ilk insan olarak bilinir. Ona ruh verilmiştir. Allah kendini bilmek istemiştir. Ona ruh verdiği insan ortaya çıkmıştır. O halde ruh nedir?
Ruhun sözlük anlamı "vücutta bulunulduğuna inanılan maddesiz hayat ilkesi, hayat özü, can, manevi benlik"tir.
Hattı zatında insanın aklının eremediği bir kavramdır. Çünkü Allah bu konuda bilgi vermemiştir, ancak varsayımlarla çıkıldığında ruhlar bedende ayrı kabul edilir. Tüm kavramlardan bağımsız bir kavramdır.. Ruh bedene göre öncedir. Beden ise ruha göre sonradan yaratılmıştır. Ruh insanlara özeldir yaratıklar açısından. Ruh insan bedeninde Tanrısal bir cevher olarak tanımlanır. Ölüm ötesinde geldiği yere (Tanrısal evrene) aslına dönecektir. Beden yaratıldıktan sonra Tanrı kendi ruhundan (ana karnında 120 gün iken) üflemiştir. Geçici bedenden kalıcı cevhere geçiş süresi bir ömrün süresi kadardır. Ruh geçici bedenden ayrılarak geldiği kaynağa (öze) dönmesi (ölümle) geçici dünya hayatı (gurbet serüveni) sona ermektedir.
Canlılığı,anlayışı düşünceyi, aklı, olumlu - olumsuz davranışları, iyiyi, kötüyü ayırt etmeyi sağlayan bir güçtür. Hayvan ve bitkilerde de ruh vardır, buda cüzi olup ve insanda bulunan bu özellikleri aramak mümkün değildir.Ancak ruhun bedenin neresinde olduğu bilinmemektedir. Büyük olasılıkla insan beyninin (20 milyarlık hücresinde var olan) içinde bu özün var olabileceği kuvvetle muhtemeldir.
Manevi ve maddi olarak insanda iki ÖZ'ün var olduğunu düşünülebilir. Bu Allah'ın değişik biçimlerde evreni kuşatan görünüşüdür. Allah her yerde hazır ve nazırdır. Allah şah damarından daha yakındır. Allah soyut (mücerret) bir kavram olduğu bugünkü düşünce aşamasındadır. Allah salt ruh olan sınırsız, belirli olmanın ötesinde olan sonsuzluğa açılan yüce bir varlıktır. Beden ise maddi bir cevher olarak bilinir. Bedende ruhun görünüş alanına çıkmasından başka bir şey değildir. İnsan ruhu ile Tanrısal ÖZ'e sonsuz ve sınırsız alana açılmasıdır. Allah ile birlik içinde yaşayan ruh belirli bir süre için (bir ömürlük) tanrısal alemden ayrılan gurbetçi gibidir. Beden ruh için bir kafestir. Ölüm de ruhun bedenden kurtuluşudur, aslına dönüşüdür. Kısacası ölüm sonsuz yaşama, ÖZ'e dönmesidir.
Evren Allah'ın kendi özünden yaratıldığı gelip geçicidir. Allah kalıcıdır, ezeldir, ebettir. Tüm evren tanrının bir görüntüsüdür. Yaratılan yaratanın tüm özelliklerini yansıtır. Yani yaratılan yaratanın zuhurudur. Burada hattı zatında birlik ve beraberlik vardır. Onun için yaratan evreni bir bütün olarak kuşatmıştır. Yaratanın özündedir. Yaratılan yaratan da vardır. Yaratılma yaratanın bir fışkırmasıdır. Evren yoktan var ediliş değildir, özde mevcut olan bir cevherin görüntüsüdür. Özde ne varsa görüntüsünde de vardır. Evreni, yaratandan ayrı düşünme Allah'ı inkardır. Özün ana niteliği birliktir. Görüntünün temel özelliği ise çokluk ve türlülüktür. Ruh insanın Allah ile birleştiği öz ve ölümsüz cevherdir. Ruh tanrısal bir bağıştır. İnsan, ruhu ile insandır. İnsan bedeniyle evrene, ruhu ile yaratana bağlıdır. Kuran'a göre Allah insan düşüncesinin ve aklın sırlarını açan bir yüce varlıktır. Eşi ve benzeri yoktur.

Devamını Oku
Ahmet Mustafa Kulaber

Yeryüzüne inen insan,
Bir gül gibi açmış olur.
Gerçek ilmin evrenine,
Evlek evlek saçmış olur...

Aklı olan bir bilgeden

Devamını Oku
Ahmet Mustafa Kulaber

İnsan haklarını içeren özgürlük, demokrasi, ulusal egemenlik ve bağımsızlık düşüncelerini 88 yıl önce karanlık günlerde Atatürk ilke edinmiş bu ülküyü ulusal ve evrensel alana geçirmiş Türk Ulusu kadar dünyaca benimsenmiş bir liderdir. Bu gün çağdaşları olan dünya liderlerinin düşünce ve yapıtları ortadan kalkmış heykelleri yıkılmıştır.(ÇORŞİL MİSOLİNİ, HİTLER. LENİN. v.b GİBİ) Ama Atatürk ve düşünceleri dimdik ayaktadır. O’nun izinden gitmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Ulusal egemenlik ve çocuk bayramı olarak kutladığımız bu mutlu günümüze ülkemizde olduğu kadar her yıl 23 Nisan günü dünya çocukları içinde bir simge olmuştur. Çünkü O yüce insan geleceğin teminatı olan Türk ve dünya çocuklarına armağan etmiştir.
19 Mayıs 1919 da Samsuna çıkan büyük önder Amasya genelgesinden sonra Erzurum kongresi ve Sivas kongresi gibi ülkenin can damarını oluşturan toplantılar yapmıştır ve Türkiye’nin kalbi olan Ankara’da 27 Aralık da büyük bir coşkuyla karşılanmıştır.
23 Nisan 1920 de büyük komutanlar ve mebusların hazır olduğu Hacı Bayram Veli camiinde Cuma namazını izleyen bir anda Kuran’ını Kerim okunduktan sonra dualarla tekbirlerle meclis binasına gidildi Kurtuluş savaşımızın utkusu için kurbanlar kesildi ve yüce meclis açıldı. Artık yönetim ulus egemenliğine dayalı olan ve Kurtuluş savaşımızı yönlendirecek TBMM meçlisi açıldı. Artık bu meclisin alacağı karar etkinlik kazandıracaktır. O günlerde yurdun her köşesine genelge gönderilerek Kurtuluş savaşımızın kazanılması için camilerde Kur’an okunması hutbelerden dualar yapılması istendi.Ülke bölünmez bütünlüğü ve ulusun birliği zaferin sonuçlanmasında etken olan
genelgesinden Ulu Önder’in buyruklarını ulusumuz aynı ses ve imanla yerine getirmiştir.
Daha Erzurum Kongresi’nde alınan kararla ülkenin bütünlüğünün ulusal bağımsızlığın sağlanmasına başlangıç olmuştur. Devletin temel ögelerinin insan toğluluğuna mutluluk getirecek şekilde belirlenen misak-i milli sınırlarımızın ve ulusal egemenliğimizin ilk adımları atılmıştır. Bu bizim için vazgeçilmez bir kavramdır. Türk ülkesinin sınırları kesin olarak belirlenmiştir. Ulusal egemenliğimizle kurulan Yüce
Türk Milleti’nin ekonomik gelişme imkanını da elde etmek daha çağdaş, daha düzenli bir ülke olarak demokratik, özgür, sosyal hukuk devleti yolunu açmıştır.

Devamını Oku
Ahmet Mustafa Kulaber

Sorunumuz olsa da üstesinden geliriz
Bu karmaşık evrenin sırrını biliyoruz.
Ulusal sorunlarda tek vücut birleşirirz,
Ulusça birlik,dirlik,aydınlık diliyoruz.

Canla başla oluşan Cumhuriyet ülkümüz,

Devamını Oku
Ahmet Mustafa Kulaber

Millet, toplumun en gelişmiş şeklidir.
Devlet milletin oluşturduğu bir yönetim şeklidir yani devleti birlik ve beraberlik içinde bulunan toplumların oluşturduğu kurallı, yasalı, bir örgüt biçimidir. Modern devlet biçiminde sınıf ayrımı olmaz tüm vatandaşlar yasalar karşısında eşit işlem görür. Devlet milletsiz, millet devletsiz olamaz milletin oluşmasında ortak düşünce ulusal birlik(Yani milli birlik) çıkar birliği(menfaat) ülkü birliklerinin yanı sıra demokrasi halkın egemenliği özgürlük bağımsızlık, eşit haklar(hakkaniyet) , vicdan birliği, yurt ve yurttaş sevgisi yatar. Öteden beri bildiğimiz,ırk,dil,din,tarih,kültür,akrabalık ilişkileri ve insan severlik ön planda gelir.
Ancak bu sayılan kavramlar tek başına milleti oluşturamaz İsviçre’de üç dil konuşulur ama İsviçre milleti vardır. İslam Dünyasında aynı dil, aynı ırk ve aynı din var olduğu halde ayrı ayrı millet ve devlet kavramı içinde olan toplumlar vardır. Öyleyse devlet ve millet kavramı toplumun sosyolojik yapısı ayrı ayrı olabilir.

Her atılımın sürekliliği elbetteki birlik ve beraberliklerle sağlanır ve hedefe varılır. Çok ses, çok düşünce elbette demokratik ve özgürlükçü toplumlarda olacaktır. Bunun bilincindeyiz. Ancak yasalarla belirlenmiş bir çerçeve içinde bir noktada toplanmalıdır. Ulusal bütünlük, yurtseverlik duygusu ve düşünceler ulusal birliği oluşturulmalıdır ki güçlü, çağdaş bir toplum düzeyine gelelim.Başka ufuklarda değil, ufkumuzun şafağında sabahı etmeliyiz. Önce iyi bir insan sonra iyi bir yurttaş olmaya götürür. Kendi benliğimizden hareketle ulusça çizilen çerçeve içindeki cumhuriyetimizin temel harcında vardır. Ülkenin sanatını, kültürünü, edebiyatını yaşatmaya çalışmak gerekmektedir.
Ulusumuzun ve ülkemizin sonsuz varlığını başka maceralara saptırmadan

Devamını Oku
Ahmet Mustafa Kulaber

Sen de depremi gördün, acıyı bizle çektin,
Toz pembe hayallerin bir ara durakladı,
Güzellikler biçerken bir an sarsıntı ektin,
Mevla’m nelere kadir hepimizi sakladı...

Böyle bir an yaşadık bugün acılar gitti, bitti,

Devamını Oku