Atatürk Türkiye'sinde geçerli ilkelerden biri de Atatürk'ün benimsediği Türk milliyetçiliğidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurarken büyük Önder, milliyetçilik duygusunu gözardı etmedi. Milliyetçilik, Kuvay-ı Milliye, kurtuluş savaşının parolası olmuştur.
Türk toplumunun ümmetçilikten milli devlete geçişi milli duygu sayesinde gerçekleşti. Atatürk, baş döndürücü devrimleri ile çağdaş bir millet oluşturmuştur. Evrimleşmenin en üst düzeyi olan millet kavramı önem taşımaktadır. Bu ülkenin kadınıyla, erkeğiyle okumuşu, okumamışı, toplumun tüm sosyal sınıfları ile omuz omuza kanlı çarpışmanın sonucunda bugünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti oluşmuştur. Şehidi ile gazisi ile tüm silah arkadaşlarının adına Mustafa Kemal, Türk gençliğine emanet etmiştir, demokratik, özgürlükçü cumhuriyeti... Türk milleri (bugüne gelmişse) bu duygu ve düşünce ile gerçek benliğine kavuşturan Türk kültürünün bir eseridir. Birlik ve beraberlik içinde bütünlüğü sağlayan milli düşünce, Misak-ı milli sınırları içinde bağımsızlık, egemenlik, özgürlük, eşitlik olan yaşama biçimidir. Acı ve sevinç günlerini paylaşan milli bir kimlikle yaşamayı amaç edinen toplumun birer bireyiyiz. Geride bıraktığımız ümmetçi düşünce başka bir merhale kazanmıştır. O da din ve vicdan özgürlüğünde görülür. Milliyetçilikte ırk ve din ölçü alınamaz.
Faşizm ve totaliter düzeni düşünmek milli birlik ve beraberliğe gölge olur. Türk Milliyetçiliği ümmetçi değil, ulusaldır. Başka milletlerin bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne, egemenlik haklarına saygılı olduğumuz kadar kendimizin de hakkı olduğunu asla hiçbir yurttaş gözardı edemez. Bu hak vazgeçilmez bir haktır. Milliyetçilikte ortak ideal vardı. Bu da milli egemenlik esasına dayanır.
Türk milliyetçiliğinin çekirdeği milli kültürdür. Kim hangi kökenden gelirse gelsin 'Ben Türk'üm' diyen herkes Türk'tür. Türk kalacaktır. Din, ırk, mezhep, siyasal düşünce gözetmeksizin eşitliği sağlamak esastır. Toplum çıkarlarını kişisel çıkarlardan üstün gören herkes bir yurtseverdir. Birlik, beraberlik, egemenliğin sağlığı açısından önem taşır. Türkiye'de yaşayıp kendinin Türk kabul eden, devletin ve milletin bölünmezliğini, kalkınmayı isteyen ve uygulayan Türk milliyetçisidir.
Ümmetçilik, dincilik, mukaddesatçılık, gericilik, bağnazlık, tutuculuk, bölücülük, yıkıcılık, bölgecilik, ırkçılık, kafatasçılık, saldırganlık, emperyalizm ve şovenizm değil. Türk milletinin özünde kaynaştırıcılık, birleştiricilik, bütünleştiricilik vardır. Gerçekçi, akılcı, insancıl, laik, bilimci, çağdaş, barışçılık esastır. Ben milliyetçiyim diyebilen herkes bu esasları unutmamalıdır. Başka ufuklar bize yarar değil, zarar getirir.
Bir kuş uçurmuşum vaktin birinde
Çiçeklenen dalımdan
Uçtu, gitti doğrusu,
Tatlı mı, tatlı,
Bir yudum su...
Yağmur damlaları düşer geceleri
Üşütük avuçlarıma ansızın.
Sonra ışıltılar yayılır pencereme,
Dudağımın pembesindeki düşlere dönük.
Benliğimin şarkılarını okur,
Yemyeşil bir yamaçta çiçektim filiz sürdüm
Meyveye giden yolun seçmişim yavaşını
Ne cennet hayal ettim ne de cehennem gördüm
Tutkularla sürdürdüm mutluluk uğraşını
Ne zengini büyüttüm ne küçük gördüm fakir
Yuva kurdu mu bir kere yüreğe keder
Nelere boyun eğer
Geçirir yaşami kırıp dökerek
Eğer boynunu tüm düşler...
Ah nerede gençliğimin
Bozuldu mu yoksa o eski dostluklar,
Aynaların fırtınasında boğulan sevda,
Bir yanda gül,
Bir yanda ateş,
Bıçaklar gözyaşları silmede,
Kimisine sehpaları kurmada.
Sen şimdi bu diyarlarda
Dudaklarında ıslık, bir elinde sigara,
Bin kere ümitsizlik, kapılar sana örtük.
Hep ölmeyi düşündün, çevrende hep yaygara,
Biçare,türlü, türlü feleğe kafa tutup
Ağlama derin derin,
Uzun zamandan beri sorun olan işsizlik ülkemizde yatırımların azaldığı, iş alanların daraldığı,
İnsan gücünün yerine makine gücünün aldığı bunların sonuncunda işsizliğinde arttığını üzüntüyle
görmekteyiz. Bu sorunun çözümü için her yurttaş gibi alternatif aramak gerekmektedir.
Türkiye’nin yüz ölçümü rakamla 780576 km’dir. Son sayımlara göre 73 milyonun üstünde
bir nüfusumuz vardır. Ortalama bir km kareye 12 kişi düşmektedir. Kadastronun geçtiği, imar planlarının
Denizler dalgalandı, ırmaklarım çağladı,
Tüm kötülükler güldü, güzellikler ağladı,
Başıma düşen yıldız yüreğimi dağladı,
Baharları unuttum yaşıyorum kışını...
Bir ömür böyle geçti yarım asrı aşmışım,
Kültürün sözlük anlamı; bir topluluğun manevi özelliği oluşturan gelenek, fikir, yaşayış, sanat... varlıklarının bütünü olmasıdır. Eşanlamı 'Ekin'dir. Ama alışılmış sözcükler makaleme başlıyorum.
Kültürü insanın bir toplum üyesi olarak edindiği bilgi, inanç, sanat, ahlak. Hukuk ve törelerle her türlü beceri ve alışkanlıklarını içeren karmaşık bir bütün olduğunu sosyolog Taylor 1800'lerde yerinde ve bu şekilde tanımlamıştır.
Bir toplumu yaşatabilmek için eğitim yoluyla edinilen tüm bilgiler kompleksi olarak gördüğümüz
kültür kavramı, ulusun birlik, beraberliği ile bütünlüğü pekiştirme açısında önemi çok büyüktür. Bugün dünyanın hiçbir yerinde milli birlik ve beraberliği sağlayan milli kültürden asla özverilik mümkün değildir. Evrensel ulusal ve alt kültür olmak üzere üç ana başlıkta ele alınması gerekir kültürü. Uluslararası hayat ürünü olduğuna göre, bazen kültür dinamik bir özellik gösterir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!