Bende güller açıyor sen kahkaha attıkça,
En güzel günler senin bütün ömrünü sarsın,
Yanağın pembe pembe neşemize kattıkça,
Yuvanın ilk çiçeği gönüllerde yaşarsın.
Fidanımın eseri saksıda açan gülsün,
'Sen raksına dalarken için titrer derinden Çiçekli bin sahnede bir beyaz kelebeğin Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin'
Bu dizeler ünlü memleket şairi Faruk Nafiz Çamlıbel'in olup (Folklor) Halk Bilgisi koka ilk bilgisi deyince de aklınıza buram buram hasret, felsefe, sevinç, acı, yiğitlik, aşk... ve vb. kokan halk türküleri, yiğitliği yansıtan halk dansları, göznurunu dolduran el sanatları, vicdanının pınarı inancı, töreleri, gelenekleri, görenekleri ve behzerleri gelir. Efsanesinden edebiyata kadar, halk sağlığından tuluatına kadar geniş yelpazesi olan folklor, genel anlamda halk kültürünü oluşturur. Eski Yunanlardan beri yaşatılan halk bilgisi, önce masallardan başlanmış, araştırmacılar genişledikçe kapsamının da büyüdüğü anlaşılmaktadır. Bu araştırmalar sadece Türkiye'de değil tüm dünyada özen¬le ele alınmış, çalışmalar hızla sürdürülmektedir.
Türkiye'de bu konu 1890'dan itibaren devam etmektedir. Kaşgarlı Mahmut, Nasrettin Hoca, Evliya Çelebi, Ahmet Mithat, Ziya Gökalp, H. Zübeyir Koşay, yakından tanıdığım Muzaffer Sansözen, Ahmet Kutsi Tecer, Vedat Nedim Tör, Cahit Öztelli, İhsan Hınçer, (hocam) Şerif Baykurt ve Prof. Ziyaettin M. Fahrettin... ve diğerleri Türk Folkloruna çok önemli hizmetler vermişlerdir.
1927de Türk Halk Bilgisi Derneği Türkiye'de ilk kurulan dernektir. Türk halkının vicdan ve hafızasındaki manevi değerleri araştıran bir bilim dalıdır. Bir bakıma bir mil¬letin tarihini bünyesinde saklayan araştırma sayesinde görsel ve işitsel yayınlara yansıtılan folklor, destanlar, masallar, atasözleri, deyimler, türküler, ağıtlar, maniler, bil,_^çeler, efsaneler, fıkralar, tekerlemeler, ninniler, törenler, halkoyunları ve dansları, halk müziği ve aletleri, giyim, halı, kilim, elişleri, elsanatlan, halk tabipliği vs... bugün sıcaklığı ile elimizde ise geçmişteki emeğin ürünleridir.
Bugün ülkemizin hemen hemen her ilinde kültürel yardımlaşma dernekleri vardır. Bu demeklerle, okullarımızda, halk eğitimi merkezlerin de ve folklor demeklerimiz bünyesinde folklor günleri düzenlenir. En eski medeniyetin beşiği olan, halen büyük bir kültür birikimi ve mozayiğinin her rengini oluşturan Anadolunun folklorunun sergilen¬diğini sevinçle görmekte olmakla birlikte çok nadiren Televizyonlarda (özellikle özellerde) yayma rastlıyoruz. Bu çalışmalar yeter mi? Hayır. Bir kere yeni kuşak bir halk türküsünü duydu mu 'kapat şunu' diyor. Neden-Çünkü aile içinde bu eğitim ver¬ilmiyor da ondan. Özçel radyoları ve Televizyonla açarsanız. Doyurucu bir halk müziği, halk dansını görmek mümkün değildir.
Bir toplumun kıvançları, acılan, sevgileri, sanatları, bilgileri saklı bulunan folklor, geleceğe ışık tutacak bir bilimin olduğunu unutmamak gerekir. Madem bu toplumun insanlarıyız. Bu toplumun da folklorunu sevmek zorundayız.
Yavru dünyaya gelir,beklentilerle dolu,
Büyütülür özenle,her şey feda edilir.
Doğarken insan ağlar,ölürken sessiz gider,
Doğanın kuralında sonsuzluğa gidilir….
Bu geçici dünyada her varlık bir konuktur,
Can kızım, göz bebeğim,
Sevincimle karmaşık...
Vurur bu ayrılığın içimi can yerinden,
Hem mutluluk, hem acı bir aradadır ama
Yaralıyor derinden...
Yosunlu sıcak sular boşalıyor başıma
Kesilirken nefesim gün geldiğinde
Zamanın boşluğuna dönük
Hala tedirginliğinde...
Maviliklerinde yüzen gündüze düşüm
Bekledi ecel bugün pusuda,
Gözünü yumdun asla dönüşte,
Üşüdü ruhlar havada suda,
Bir yangın başladı ışık sönüşte...
Her yer hatıran her geçen anlar,
Göğüste uyuyan bir bebek gibi,
Düş görmekteyiz meğer;
Artık gözlerin feri söndü,
Anlayabilirsek eğer...
Geçmiş ne denli kısa,
Nerede o mutlu yarınlar,
Yüreklerde kıvranan tüm arzular,
Çökmüş binalarda şimdi,
Yıkık kaldırımlarda bitkin,
Sevda kokan rüzgâr,
Geziyor berzahta ruhlar,
Dostluk, birisinin iyiliğini isteme, candan sevme, iyi ilişkiler kurma, iyi geçinmmedir. Dostlukta sevgi eşdeğerdir. Dostluk iyi insanlar arasında gerçekleşir. Tek yanlı değil, iki yanlı bir sevgi eş değerdir. Dostluk iyi insanlar ara kapısıdır.
İyi olmayan insandan dostluk beklenemez. İnsanın iyi olması da bilgi ve karakterle mümkündür. Sağlam karakter de iyi bir eğitim sayesinde gerçekleşir. Bilge olmak vardır. Dostun doğru, dürüst, hakseven, cömert, hoşgörü sahibi olması gerekir. Katıksız iyilik erdemli kişide bulunur. Dostluğu yaratıp sürdürmek esastır. Süreklilik bulunmayan kişilerde dostluk ölümsüzdür. Bu da kolay değildir. Çıkar ayrılıkları, siyasal düşünceler dostluğu engelleyebilir. Düşüncede, beğenide, cömertlikte, himayede sevgi ve saygıda özen gösterenler dost olur, dost kazanır. Bu yapının bulunmadığı yerlerde uyuşmazlık başlar. Yalancılık gibi kıvrdıp dökülür. Sadakat dostluğun ilkesidir.
Her gülen yüz dost değildir. Kendini beğenme, hor görme, dostluğu yok eder. Ekonomik ve bürokratik seviyeler bazılarınca dostluğu gözardı edebilir. Bu düzeydeki kişilerde değişiklik yapmadan dostluk düşüncelerini sürdürürlerse yüksek karakter oluşur. Dostlukta akıllı olmak esastır. Budaladan dost olmaz. Sevgi erdemi dostlukları korur. Bu kişide her türlü ahenk, süreklilik yapısından kaynaklanır. Sevgi ve dostluk kardeştir. Karşılık beklemeden bağlanma işidir. Dostlukta birlik de önem taşır. Erdemle dost edinilir, dost olunur. Doğa, dostluğu erdemin yardımcısıdır diye varetti. Onurlu işler yapmak dostluğu artırır. Kendimize beslediğimiz duygulan başkaları için de beslemek zorunluluğu vardır.
Çıkar gruplarının dostluğu yapaydır. Çıkar sona erdiğinde dostluk ta bozulur. Son zamanlar da bu durum belirgin biçimde göze çarpar. Sevgi, saygı, hoşgörü, yardımlaşma, nezaket... dostluğun anahtarlarıdır. Kendini beğenme, bilgiçlik taslama, aşağılık kompleksi, kasılma, yalancılık, sahtekarlık, vurgunculuk, dolandırıcılık, kıs¬kançlık, kabadaylık dostlukla asla bağdaşmaz. İyi bir dost kara günde belli olur. İnsanlar dost kalsın diyorum. Dostça kalın..
Gün gelir hazin hazin
Bir kavalın sesine hasret duyar dururum
Anıları yaratan türkülerine yanık.
Gecelerin üstünde titreyerek uyurum
Düşleyerek yatarım şafaklara uyanık...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!