'şehir işgâl edildi '
dedi biri
kısık tiz sesiyle
ölüyordu sanki
'şehir işgal altında
yağma başlar birazdan
Sarhoş bir rüzgar kımıldatır tülleri.Genizleri doldurur toprağa dair anlatılamayan ne varsa,bir damla tene düşer,bir çocuk gökyüzüne bakar,bir serçe sıklaşan kanat çırpınışlarıyla yönelir bir söve ucuna,aşkın kokusudur bu hayatın kokusu ve kokuya yüklenecek ne varsa sürtünerek geçer hayatı teğet geçenlerin yamacından...
Bir damla düşer kirpiklerinin ucuna,çırılçıplak bir gerçektir; yağmurda açık yaraların varsa dolaşma.
Hele birde eylül'e taşımışsan yaralarını eyvah...!
erguvan renkli bir akşam;
sessizce okşayarak yaprakları,
usulca çekilir;
bir çift ıhlamur ağacına,
bırakırdı sokakları.
yalan yok üzülmedim gidişine.
hemde hiç...
sadece unkapanından geçerken köprü üzerinde denize olta sallayanları görünce aklıma geliyorsun, nedensiz sebepsiz gözlerim kısılıyor ellerimi ceplerime sokuyorum...
bir de bakışlarımı çeviriyorum yoldan yana, perşembe pazarında yürürken günlerden pazarsa eğer...
Sen bi gel;
ah...! sen yeter ki gel benim şehrime,
aşın ocağımda pişer,
çığlık çığlığa gemiler sabırsızlanır limanlarda.
balkondan balkona uzanır çamaşır ipleri,
çocuklar yeniden çizer kaldırımlara
adımlarını uzun atacaksın
bir nefeste bitireceksin
diye sokağımızı
öyle çok korkardım ki
nasıl derin nefes alırdım
içimdeki boşlugu ilk farkettiğimde kaç yaşındaydım hatırlamıyorum. O kadar geniş bir alandı ki hissettiğim şaşkınlığı hatırlıyorum fakat kaç yaşında olduğumu hatırlamıyorum.
şimdi çocukluğumun karanlık dehlizlerine girip yaş analizi yapamayacağım çünkü çocukluğum bu ruh halimle girip güvenli şekilde çıkabileceğim bir yer değil maalesef.
bu kadar büyük bir alan başı boş olmamalı dedim kendi kendime, buraya her şey yapılabilir diye düşündüm; hatta bir ülke bile
leylekler geliyor mu yine burçlarına
yine bahar mı mevsim
yine ışığın vuruyor mu bingöle
bingöl dağlarına
kanamıyor mu kalbin
yolda kendi kendine konuşan birini gördüğünüzde lütfen saygı gösterin.
kapanmaz yaraları vardır onun.
hele bir de mevsim "eylül" ise.
ben bu aralar kaldırım boylarınca, kendi kendime çok konuşmaya başladım. en çok'ta acıyan bakışlarınızdan fark ediyorum bunu.yarım bir suskunlukla mühürlüyorum isyanın kapısını çalan sözlerimi.




-
Murat Halıcı
-
Ozan Sentezi
Tüm YorumlarAhmet Bey usta ve saygı duyduğum değerli bir kalem.Onun kalemini güçlü yapan samimiyeti ve şiire olan tutkusu.Kesinlikle bir ŞAİR...Ve bundan öte saygıdeğer bir insan.
Bütün siirleriniz gibi harika okunasi okutulasi tebrikler gönül dolusu selamlar