İçte aynası varken dışta taşrada arar
Arayı uzattıkça korkarak kaçan gülü
El gibi gözyaşıyla dostu dostuna karar
Kovalar yaşadıkça kanatsız uçan gülü.
Bilinmezler içinde hayalin peşindedir
İştahın çok kabardı çocuk ölürken bıldır
Etrafımda dolanma sende an be an vehim
Et kemiğe bürünmüş biriz binlerce yıldır
Sakın boşa sızlanma asırlar yaptı lehim.
Hep mengeneyle sıktın verirken veresiye
Çok uzaktan gelirdi hıyarın mis kokusu
Maşallah salatalık büyümüş hormonlusu
İnsana zevk verirdi banadura dokusu
İçi ağaç özlüdür domates hormonlusu.
Şimdi mercimek nohut baksana nasip aldı
Sanırsın tam dinazor nesli çok azdır
Erkek koyundan bile süt deren hoşşik
Alışılmamış tonda sinsi kurnazdır
Bir hayat kitabından ders veren hoşşik.
Her ortamda yeşeren çayıra benzer
Enginden uçarak git yoluna git
Yamanıp ulanma akbaba gibi
Cemalin seyreden desinler yiğit
Çağlayıp bulanma akbaba gibi.
Dinle ruhun olma hayale çırak
Acımadan yüklendik taşınmaz büyük yükü
Donduk bazen de yandık iki nefes arası
Bu hayal âleminde bir varmış yokmuş çünkü
Neden hep kör sağırdık iki nefes arası?
Kale gibi tarihi harabeydi tüm işler
Şu karşımdan gelene bir ilanı aşk etsem
Benle alay ederek çekil yoldan deli der
Sahipsiz köpek gibi hep ardı sıra gitsem
Usul erkân bilmeyen taş kafam sopayı yer.
Melül mahzun beklerken köşe başı sefası
Bu güzel yaratığı çok uzaktan tanırdım
Sofralara karıştın hep sessiz imitasyon
Âdemde taklit olmaz eşyada var sanırdım
Her hanede ayrıştın edepsiz imitasyon.
Tenle bana benzersin nefisle hile hurda
İçimde aşkı özler bir tükenmez basiret
Seninle olduğumda yüzde kaşlar iniler
Midede tokluk hissi biricik ruhta hasret
Seninle olduğumda yerde aşlar iniler.
Âdem gibi sevinir zikirle dolar dağlar
Kimi gülüp oynarken kimi acıya bağlar
Herkeste farklı denir bu sevdanın tarifi
Muhabbetten erirken sinede iri dağlar
Tebdil yürek dolaşır padişah her arifi.
Bir yüzümle hakikat diğerin rakibiyim
Güzel İNSAN
saygı ve rahmetle , ruhun şad olsun..