Irka canla ödenen boy sürmenin bedeli
Yarına Ataların mirası Anadolu’m
Şehadet müjdesiyle Resul gel gel edeli
Gelecek nesillerin çırası Anadolu’m.
Bulunmaz büyük servet ovası yokuşuyla
Acım ve hüznüm özdeş geceyle
Aklıma yüzün sen geldiğinde
Aşkım başladı iki heceyle
Bende yokluğun iç deldiğinde.
Mübarek ismin kızıma koydum
Bu Müslüman toplumun sesini duy Allah’ım
Gelir deyip yol bakan annesiz aç yavrular
Gidecek kapımız yok sen büyüksün Allah’ım
Resmini çizip yatan annesiz aç yavrular.
Gönüllere kar yağmış
Üşür durur soğuktan
Aşk çileli bir dağmış
Çıkılmazmış yokluktan.
Ağustos ve temmuzda titrerim donar gibi
Ruhumu buzla sarar aşkın eylül ayazı
Sanki hep Yusuf bekler karanlık kuyu dibi
Kervancıya ip sorar aşkın eylül ayazı.
Işıkları söndürüp girdin mi ince yola
Her önüme gelene bu aşk nedir deseydim?
Odun ateş ve közü der mi acep kazara
Kışta ayaz bağlamış yel misali eseydim
Seven gözler kör olur gelir miydim nazara?
Güç merkezli dünyada kırbaç ile çalışan
Fikren aklen bedenen hayat çile uşağa
Sadece midesine dolsun diye alışan
Kazanlara bakmadan salla taşsın kaşığa.
Kâr zarar hesabında nefis bizlerden şahpaz
Bu varlık savaşında tükenmeden her çare
Yıldırımsız çakarak bana maşuku anlat
Sade zanla yaşayan ben masumu biçare
Engelleri yıkarak bana maşuku anlat.
Huzurundan habersiz girip çıkarken nefes
Karanlık bir köşeye çekilir
Yanaklarımı avuçlarıma alır
Gelmişten geçmişten düşüncelerle
Hayalen zamanı geriye çevirir
Bazı geceler elimde olmadan üzülürüm
Kusurumu bağışla hangi gizli yerdesin?
Karanlık şu dehlizde ben hep seni aradım
Ağlayan tüm gözlerde nefse koyu perdesin
Gördüğüm gülen yüzde ben hep seni aradım.
Fikir tayıma binip seyyah gibi gezerken
Güzel İNSAN
saygı ve rahmetle , ruhun şad olsun..