Bu ekin tarlasında hiç savurmadım harman
Başak bilip tuttuğum oldu kocaman berdi
Beden denen konağa aramazken bir derman
Aktı alnımdan terler yıktı gayrının derdi.
Unutulacak şeye bazen nedensiz coştum
Evliya Çelebi’ye benzer fırsat sunulsa
Onun gibi vatanı karış karış gezerdim
Evrendeki güzellik tek sıraya konulsa
Cennet resmi yapmaya Türkiye’mi çizerdim.
Altı üstü Milletin topraklar bize mahsus
Konup, göçenlere çadır olmuşsun
Yine güzellerle, gönle dolmuşsun
Sevgiyi, imanı bizde bulmuşsun
On bin yıllık mazimizsin Türkiye’m.
Bunu hiç anlamaz, fikri cüceler
Gördüğün barınağım otla örülmüş sazdan
Baharı yaşarım hep haberim yoktur yazdan
Dosdoğru dururum ben hazlanmam asla nazdan
Topladığım gıdamı taşırım hırıl, hırıl
Dolaşırım etrafı kimseden korkum olmaz
Geçim derdi olmadan ağır uyku çekmeye
Bulutların üstüne bir güzel yatasım var
Kötüyü ayırmayıp aldırmadan tekmeye
Derinden de derine ummana batasım var.
İnan gitmez toprağa toplananın yarısı
Milletimi koruyan üstte sıcak abadır
Ayaklarda canımız dışta derimiz Vatan
Şefkat ve merhamette ana ile babadır
Karanlıkta tan’ımız başta gözümüz Vatan.
Her karış toprağını istila etse boran
Altı ay kar altında aşk buzullarda güneş
Duygunun kaybolduğu aşk Avrupa’da beleş
Derinin kavrulduğu aşk ekvatorda keleş
Dört mevsimi yaşarken aşk Anadolu’da eş
Şehirleri dolaş bak ne güzelsin vatanım.
Yunusun sevdası Tahir’in Zühre’si
Mecnun’un Leyla’sı bülbülün gülü var
Dervişin duası zahirin hevesi
Elde aşk nüvesi ya benim kimim var?
Her renkte açarken aşıkın lalesi
Mazimizde ne varsa sanki çoğu silindi
Tarihi hasletlere bakarken alık alık
Hafıza tazelenip onlar tekrar bilindi
Kökünden kuruma yok azıcık ayaz çalık.
Yazmadan taş üstüne zalim korkunç kasabı
Otobüs durağında karşılaştık hapa hap
Özlemiyle dolmuşken biraz yarenlik ettik
Mazi filmi seyrettik kos kocaman bir serap
Yaşlanıp durulmuşken biraz yarenlik ettik.
İkimiz de bitkindik çok hata allamaktan
Güzel İNSAN
saygı ve rahmetle , ruhun şad olsun..