Önce harmanda kurudu dilim damağım,
Saman kokusu sinmiş yar yanağına
Sonra ürkek bir serçenin kanat sesinde
İrkilen ben miyim yoksa akşam mı?
Beni aç bırakan dünya düzeni
Ölüm bana bayramdır,
Kurşun sesleri kulağımda titrer,
Sen insafsız, yüreksiz ve korkak,
Dünyaya gülümsemekten aciz,
Ve kalleş vicdanınla baş başa,
Bir kadın sevdim ben,
Dünyanın en güzeliydi o,
Ödünsüz bir dünya verdi bana,
Yollarım çiçek rengine büründü,
Ve uykularım onunla buldu ninnisini,
Yağmur yağıyordu akşam,
Kuzular sırıl sıklam üşürken
Ben aşganada sıcak tandıra
Ayaklarımı sallamış,
Hayal kuruyorum.
Bizim köylerde kimi zaman
Yıldızların altında yatılır harman zamanı,
Kimi de rüyalar anlatılır sabahın gözünde,
Ne hülyalar kurulur
Ne umutlar durulur.
Ne vermişse tarlasında hasadı,
Her şeye katlanılır
En koyu hasrete,
En yiğit sevdalara bile,
Ama katlanamam uzaklardan
Tanımadığın insanların gözlerinden
Dokunuyorsun kendi sokaklarına,
Merhaba der birileri, gülümsersin.
Buğulu camlara çizilen kalpler
Düşlerdim, sabahlar ışısın diye,
Ellerimi alsın ellerine,
Sarsın yüreğimi çocuk gülüşleri,
Dönsün devranı dünyanın,
Çocukların renginde.
Son seher yolcusu çıkarken yola
Yaslanır dağlara eşkıya gibi
Ne sevda uyanır kurt kuş sesine
Ne umut dirilir bir şeyda gibi
Esmer bir çocuğun yüzüdür
Özümüzde kırık cam parçaları,
Belki de sararan Filistin mevsimidir
Neylersin şimdi acılar demidir
Yüreğini sarmalayan,
Bir şelaleden akıyor usulca
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!