yaşayacağım
dedi
rüzgâra yaşlı çınar
nasıl unuturum
şu yüz yıldır yeşermeyen dalımda
yurtseverleri astılar
yaralıyım
kavgalardan çıkmışım
sokaklarım talanlanmış baskın artığı
şarkılarım yağmalanmış- coşkularım yakılmış
yüreğim katledilmiş aşkların mezarlığı...
insanın vatanı insan bilmişiz
gayri uzaklıklar bağlamaz bizi
acı dedikleri gelir de gider
akışı durmayan sulara benzer
sevda dal dal uzar-yaprağı keder
gece acının ocağında ateşimizi harlandırırken
suyun suretinde saklı dizeler okuyorum senden
bu şehir karanlığa düşende
el ayak susunca senin kuşların havalanır aya doğru
fısıltın gelir gece yeli gibi koklanmamış baharlarla
“.............Kederinden dişleri kenetlenmiş, sakalı ak, sakalı kirli, aydınlık
yüzlü, geniş alınlı duvar dibinde güneşlenen yaşlı adama sordu:
'Bir zamanlar bu şehirde konuksever, sıcak yürekli, dost canlısı iyi
insanlar, ceren gibi, kırmızı mercan gözlü, uzun boyunlu, kalem kulaklı, suna
gibi cins atlar vardı. Onlara ne oldu? '
Yarım kaldığı yerden kanayan
Bir hazin coşkudur bazan
bazan yağmur öncelerinin
Çıldırtan boğuntusu
Hangi gülüşün rüzgarı dağıtır
gözbebeklerine çökeren pusu
Yol Çatında
-Karanlık mağaralarda
-Defineler de vardır tehlikeler de
bir titreme alıyor yatağının içinde
uyur uyanık
karısı Eva’yla birlikte intihar eden Hitler’in yüzü
hep aynı sözleri tekrarlıyor durmadan
“Cesedimi Rusların eline asla vermemelisiniz, beni Moskova’da heykel yaparlar”
Metresi Clara’yla sırtında bir Alman üniforması
Bugün pazar,
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa,
Gökyüzünün bu kadar benden uzak,
Bu kadar mavi,
Bu kadar geniş olduğuna şaşarak,
2.bölüm
'NARSİSİZM KÜLTÜRÜ'
Narsisizm, tüketim toplumu ve bireyleşme sürecindeki tıkanma
Degerli ögretmenim. Yıllar oncesinden Selma Yigitalpten ogrencinizm.Ellerinizden operim.
Bütün şiirleri yüreğinden yakalar insanın, ruhun aynası gibidir. Çok değerli, koca yürekli şair.
Söylenecek ne var ki..Okuyun ve kendi kendinize itiraf edin ustalardan biri olduğunu...