Bu gün yine efkarım var gamım var
Toz dumanın pare pare sızım var
Ne işve ye ne de naza gönlüm var
Kırık dökük bugün gönül kapısı
Kırk kadehi kırdım Kırk bir az gelir
Tek yol var bildim bileli
Candan cana gidenleri
Yüreği can diyen başka
Ebediyet seçenleri
Arama yok başka yolu
Bulunmaz alemin sonu
Susma konuş desem
Durma gel desem mesela
Bulut mu yağmur mu toprak mı
Durma gel nolur gel desem
Sen ister yağmur ol gel
İster rüzgar ol savur ister toprak ol göm beni.
GÖNÜL ÜŞÜYOR
yapraklar dökülür ekim olunca
geceler ayazdır gündüz ısınsa
dünya senin olsa olmaz umrunda
serde yalnız kalmış hasret üşüyor
Büyük bir imtihan gelip de çattı
Çalıyor kapısını bir bir dünyanın
Bakalım hayvandan ne imiş farkı
Medeni denilen şu Avrupanın
Hala bir yolu var görmek isteyen
İnsanlık ölmeden bilmek isteyen
Her acı yaşanır günü gelince
Sensiz kalmak nedir gönül bilmiyor
Ne acılar yaşadım aklım erince
Bir bu sensizliğe gücüm yetmiyor
Neler geldi neler gitti başımdan
Aşkın yaşanmadan olmaz tarifi
Meşk olmadan ne ZÜhreyi Tahiri
Yanan bilir ancak gönlün dahlini
Ahirini zahirini sor gülüm.....
Ademin Havva ya gönlü olmasa
Her köşe başında bir deli Dumrul
Yoluyor milleti haberin var mı?
Bir milyon emekçi bir deli Dumrul
Toplasan etmiyor haberin var mı?
Bozulmuş yukardan aşağı her şey
Boşa dirsek çürütmüşler
Makam mevki edinmişler
Hak hukuk boşa demişler
Seyreden hadi bakalım
Tütün kokan elleri
Nefes nefes yüreği
Çakmak çakmak gözleri
Yok saymak mümkün değil
Gün ortada ve gece




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!