Ölüyorum artık gelip başıma,
Çektiğim acıya gülme vefasız.
Bakıp da gözümden akan yaşıma,
Bir mendil alıp da silme vefasız.
Çok sevdim aşkından çöllere düştüm,
Sen düşürdün bülbülleri
Figan ile zara sevda.
Mecnuna verdin çölleri,
Leyla ya manzara sevda.
Kaç aşık yolundan gitti,
Nasıl varamadım bilmem farkına,
Yıllar geçmiş ben gaflette dururken.
Binmişim dünyanın dönen çarkına,
Mutluluğu çirkeflerde ararken.
Geçen yıllar geri dönmezmiş meğer,
Hani kurumuş ağaçlar çiçek açardı
Hani ilkbahardın güllerle süslerdin her yanı
Hani kuşlar öter kelebekler uçardı
Her gönüle neşe verdin
Bir benim neşemi çaldın
Herşey bende hayat bulur derdinya
Küçükler tamam oldu sıradadır büyükler
Kafirlerin deccala tapmasına ne kaldı
Mehdi çıktı çıkacak duadadir büyükler
O halde kıyametin kopmasına ne kaldı
Üsdat Fazıl ne demiş; geçmişim çöplük benim
Çöplükleri kediler,köpekler deşerlermiş
Yalandım makam aldım şimdi en büyük benim
Yalakalar adamız diyerek şişerlermiş
Kötü söz sahibinin alınmayın ha canlar
Asılsız olanı duymak niye ki
Hadi duydun doğru saymak niye ki
Hem yargısız hüküm koymak niye ki
Allah’tan korkmayan yapar iftira
İz yapar beyaza sürülen kara
Hani beni bırakmazdın? sensizim
Habersizce çekip gittin yalnızlık
Moral bozuk gıkım çıkmaz sessizim
Yoksa beni terkmi ettin yalnızlık
Bunca yıldır ayrılmadın hiç benden
Kâinat bir düzenek her şey yerli yerinde
Hakikati görmemek akıllara ziyandır
Canlılar onu yaşar, ne varsa kaderinde
Bu gaflet uykusundan ya Rab bizi uyandır
Tüm mevcudat Allah’a secde yahut zikirde
Öyle bir aşk ile sevdimki seni
Zulüm de ölüm de korkutmaz beni
Hangi ateş yakar yanmış bedeni
Yar sevdanla yakıp beni kül eyle
Aşkın ile mayalanmış şırayım
Ahlarım çare mi? Ne fayda verir.
Anladım sonunda iliğim erir.
Gerçeğin nezdinde fâniler çürür,
Sermaye ömrümü boşa bitirdim.
Âlemde görevli bütün mahlûkat,
Artar sorularım, her gün kat be kat.
Mücrimin halini anlatmaz lügât,
Sermaye ömrümü boşa bitirdim.
Fi ...