Ablam çiçekli basma giyerdi.
Gurbet ustasıydı,
Sıla mı,hüzün saatlerimi?
Eylülün ilk haftasıydı.
Saçlarını tarasa akıp giderdi onlarca keder.
Darılsa bana kumral bir yalnızlığa başlardı.
... ve nihayet gelip çattı
Bir dilimi zehir zıkkım
Bir dilimi candan tatlı
Masallarla indi yere
Sebil oldu cümle hikâyelere
Kara kara kazanlarda kaynadi
Devamını Oku
Bir dilimi zehir zıkkım
Bir dilimi candan tatlı
Masallarla indi yere
Sebil oldu cümle hikâyelere
Kara kara kazanlarda kaynadi
tüm antolji arkadaşlarımın bayramı kutlu olsun.
esenliklerle
namık cem
'ÖLÜM, HİÇLİK, YOKLUK, ADEM, MAHV VE İDAM DEĞİL'DİR! O, ZİNDAN-I DÜNYADAN, BOSTAN-I CİNANA BİR GÖÇ, ŞU DAR-I İMTİHANDAN VE GURBET-İ FANİYEDEN SILA-İ BAKİYE, SAADET-İ EBEDİYEYE BİR GEÇİŞTİR BİR UÇUŞTUR! BU TARZDA GÖÇÜŞLERİN VE UÇUŞLARIN ŞART-I KAT'İYESİ; İMAN-I BİLLAH VE AMELİ SALİHTİR VE TAKVADIR!
Şaire ve bütün dostlara hayırlı bayramlar.
'Giyilmemiş çamaşırlar nasıl kokar bilirsin,
Sandık odalarında
Ablamı tanımazsın,
Hürriyette gelin olacaktı, yaşasaydı;
Bu teller onun telleri,
Bu duvak onun duvağı işte'
Ah ciğer acısı çekenler bilir;kanattın yüreğimi şair gece gece,rakı da bulamam şimdi...
Bu şiir ile ilgili 23 tane yorum bulunmakta