Bir zulüm bulutu var,Müslümanlar üstünde,
İnananlar uyuşmuş,fettan haçlılar sessiz.
Yerbeyer düşman sesi,Bosna’m Sırp’ın elinde,
Gözler naçarlık kusar,jakoben kadro sessiz.
Yetim kalmış Bosnalım,kanını tüketmekte,
Bir el aldı beni attı gurbete,
Arada aylar var,gün bitmiyor gün.
Çakıldım saraysı bir nezarete,
Mevsimler geçse de dün bitmiyor dün.
Dün bugün oldu artık,
Yarına ramak kaldı,
Hesapsızca harcadık,
Fırsat günler azaldı.
kim haberdar beynimde
ne fırtınalar kopar
çığlığın yüreğimde
ne ağzı ne dili var
Şehrin damarlarında kan dolaşır,insan dolaşır.
Bin bir çeşit beniz,onlarca lisan dolaşır.
Her beyin ayrı alem,her yüz ayrı muamma,
Rahmet bulutlarıyla yavuklu nisan dolaşır.
Dört duvar bir çatıya,
Burada ev diyorlar.
Sevgi yok merhamet yok,
Vefa yok bereket yok,
Ebeveyne ülfet yok.
şehla bakışlarının bengisu gözlerinin
ıslattığı yanaktan dudaklarına aksam
sesi olsam ağzından süzülen sözlerinin
sonsuz pencerelerden siluetine baksam
kül rengi bulutların ağuşundan boşansam
sensin ilk çığlığımın en yüce muhatabı
bağrından cennetlerin kevseri akar anne
bakışların kalbimde güvenin anahtarı
dudakların tenime tüy gibi konar anne
merhamet müjdeleyen gül kokulu yanağın
Ahlak her şeyde lazım;
Ticarette, sanatta
İlimde, imalatta
İbadette, taatta
İsrafta, kanaatte
Çekil ilişeyim biraz yanına,
Hüznümü kanatıp,deşmeye geldim.
Sen ki karşılıksız yarandın bana,
Dostluk pınarından içmeye geldim.
Başım onulmaz bir sevdaya daldı,
herhalde yozlaşmış avrupalı bundan daha güzel anlatılamazdı,ekonomik hariç herşeyimizle önlerindeyiz,oda oldu olacak,şuan hepsi çöküşte,bir biz tımanıyoruz,,engin yüreğini ve güçlü kalemini kutluyorum adaşım,,saygılarımla