kaç kuruştur bu dünyada ederim
serseri bir kurşun gibi sekerim
Baktım da resmine artık sen o eski sen değilsin.
Hoş sanki ben eski ben miyim ki! ?
Ben bana yük olalı,
Bakışlarım değişti.
'Ben'i sorgulayalı,
Fikirlerim çelişti.
her gece özlem ile ağuşuna koştuğum
dertlerimden sıyrılıp bûsenle uyuştuğum
beni bir bebek gibi kollarında uyutan
dosttan dost yardan da yar sadık istiratgahım
vehmime kollarında ninniler fısıldayan
her çağı kabullenmek yıllar yıllar alıyor
ruh bedenin halini asla kavrayamıyor
eski fişek günleri bir bir içince ömür
o tatlı uykulardan gönül uyanamıyor
çoğaldıkça azaldım
olmaz düşlere daldım
evim insanla doldu
ben nasıl yalnız kaldım
Her oyunun sonunda birazcık hüzün vardır,
Her ne yana yönelsem yine de yüzün vardır.
Zamanlar perde perde,
Çekiliyor camlara,
Tarihler kare kare,
Yansıyor simalara,
Geçen günler belirsiz,
Korkmadık, korkmayız, korkmayacağız,
Sönmedikçe yurdumdaki son ocak.
Atiye y’es ile bakmayacağız,
Batıl zail, Hak galebe çalacak.
Kahpelik kan kussa can evimize,
Çocukluğumda en has oyuncağım çamurdu
Toprağı emen sular bana bir dünya kurdu
Yoksunluk, yoksulluğu çekip anlından vurdu
Avucumun içinde itaatkar ve uslu
Güneşin oklarını çatlaklarda doyurdu
Ben haydi kalk demesem sur’a kadar uyurdu
herhalde yozlaşmış avrupalı bundan daha güzel anlatılamazdı,ekonomik hariç herşeyimizle önlerindeyiz,oda oldu olacak,şuan hepsi çöküşte,bir biz tımanıyoruz,,engin yüreğini ve güçlü kalemini kutluyorum adaşım,,saygılarımla