Bir dulun keçisini
Dursun çalıp yemişti
zaman geçti öldüler
sorguya çekildiler
Ömrümün şu beş yılı elli yıl gibi geçti
Refahın yer altında iki katlı boyu var
Saçlarımın rengini sıla özlemi içti
Ayaklarım burada ruhun uçan atı var
Sevgimi bu granit akşamları tüketti
Yine bir trenin acı çığlığı,
Geliyor dağların ötelerinden.
Patika yolların sık çalılığı,
Gülüyor dağların ötelerinden.
Dağlar sarmaş dolaş kara trenle,
önümde belirgin duran engeller
aşılmaz geçilmez yar olmamalı
güçlüyü kollayan sahte dengeler
umutları yakan nar olmamalı
yoksulu yok sayıp tüketen amaç
Bana senin gözünle kimse bakmaz,
Kimse senin gibi titreyemez üzerime,
Yarı uyanık gün uyanana dek,
Üstümü açarım diyerek,
Kimse beklemez,bekleyemez.
Ne bela uyandırır,ne sefahat,ne para,
Toprağı delip geçen mezar taşları kadar.
Altında anayurdun köşe taşları kadar.
Gönlüm kaç yaşındasın
Sen hiç yaşlanmaz mısın
Neyin telaşındasın
Yanar uslanmaz mısın
Vuslat düşü kuranlar şad oldu handan oldu
gün gelir maziyi dinlediğinde
ukteni koynunda uyutur musun
keşkeler beyninde ünlediğinde
hasreti yaşlarla avutur musun
eski bir melodi çalındığında
ne zaman diner anam
gözündeki yaşların
bir alev gibi saran
sevgili bakışların.
gitmiyor gözlerimin
Hayret ediyorum kendime,
Hayret ediyorum beni ademe.
Bakıyorum bedenime,cüsseme,
Sığmaz diyorum,
Dünya kadar dert,
Yumruk kadar kalbime.
herhalde yozlaşmış avrupalı bundan daha güzel anlatılamazdı,ekonomik hariç herşeyimizle önlerindeyiz,oda oldu olacak,şuan hepsi çöküşte,bir biz tımanıyoruz,,engin yüreğini ve güçlü kalemini kutluyorum adaşım,,saygılarımla