İki bin yirmi
Bir fırtına gibi girdin hayatımıza
Depremler sarstın yüreğimizi
Acılar içinde yoğurdun bizi
Güzel gelmedin iki bin yirmi
İSTANBUL
Uyuyamıyorum sana nazar değeli
Bilmezsin seni ne kadar sevdiğimi
Edatımın bana en güzel emaneti
Ey yeti tepeli nazlı İstanbul
İSTANBUL
Haliçten bir baktım sana
Bulutlar çökmüş başına
Dört bin yıllık tarih ayakta
İSTEĞİM
Bu dünya çok değil senden isteğim
Malda mülkte yoktur dileğim
Kırlarda istediğim gibi gezeyim
Huzur içinde gölümce yaşayım
İSTİYORUM
Stres sıkıntı dolmuş taşmak üzere
Bu bedeni yakıp yıkmak üzere
Kimse halimi anlamaz bir kere
İYİGÜN DOSTU
Ne söyleyeyim bilmem size
Kelimeler düğümlendi ümüğüme
Sözler kifayetsiz kaldığında
İyi gün dostları ben anladım sizi
KADER
Kader dönüp duruyor
Nerede olursun al beni buluyor
Ne ölüyor ne öldürüyor
KAHRAMAN
Dalından kopartılmış
Kursun yemiş yatıyor
Gözleri açık yüzü gülüyor
Ölümle alay yapıyor
KALMAZ SANA
Bak şu yalan dünyanın düzenine
Bal kaymak verir kendini sevenine
Toz pembe geçen güzel günlerine
Aldanma kalmaz bu dünya sana
KANLI GECE
Ankara semalarında uçaklar uçuyor
Sanki gök kubbeyi yarıp geçiyor
Televizyondan baş komutan çağrı yapıyor
Hainler saldırmış güzel ülkeme
şiirlerin geliştirilmeli bilirsin ki iyi veya kötü şiir yoktur sadece şiir vardır
umarım ve dilerim ki iyi yerlere varacaksın :)