Gözlerinin izdüşümü
Yüreğimde boy kesitte.
Kuşbakışı bakışların
Ruhumda hep plankote.
Süzüşlerin rasathane
Ne görendir ne de duyan
Can kendi derdine yayan
Ne kaldı ki kurumayan
İlk önce özler kurudu.
Akıl mahkum, fikir sarhoş…
Hatırlar mısın bilmiyorum?
-Çünkü aklımdan hiç çıkmıyor;
her şey bir bakış,
bir uçuk gülüşünle başlamıştı...
O birden bire,
Evleri bir tepe başındaydı
Her yeri gören bir yerde…
bulutlara komşu, gökkuşağına yakın…
henüz on beş ya da on altı yaşındaydı
değildi farkında
sevdânın, aşkın…
Yarım yamalak her şey, boynu bükük umutlar...
Bir çiçeğin tomurcuk mevsiminin çilesi...
Dudakları çatlamış muhabbetsiz rüzgarlar
Azat bekler ümitle duaların kölesi.
Sarı sarı yargılar, hükümler kıpkırmızı
SAKLAMBAÇ!
Anne! Anne! Anneciğim neredesin?
sana sesleniyor,
seni arıyorum epeydir.
Niye çıkmıyor sesin?
Hiçbir göze bakmadı
Gül iken gül kokmadı
Aklından hiç çıkmadı
O gözlerin, gülüşün
Senden ümit kesince
Neler çekti? bir düşün!
Rüyama girerek her gün, her gece
Özlemin bıktırdı, tez gel diyorsun.
Bitsin şu dargınlık, bitsin işkence
Affeyle, incitmem, söz, gel diyorsun.
Engeller art arda, yalnız aşamam
'Bu şiiri; sırf yaşayabilmek ve yaşatabilmek adına
sağırlara seslenen ama sesini duyuramayan,
hep hor bakılan, gırtlağı sıkılan saf ve temiz kadınlarımıza, kızlarımıza ithaf ediyorum'
Bir kadın…Bir kadın daha!
Bir de çocuk!
İlkokula başladığım ilk gündü..
O sabah
ne kadar heyecanlandığımı anlatamam!
Okula gittiğimde..
sınıfın kapısında kara gözlü,
esmer yüzlü, ufak tefek;
Bu arkadaşı tanımıyorum