Benliğin kâlplerden silsek izini...
Yeniden el ele tutsak olmaz mı?
Ayrılık acıların en hâzini...
Kazısak kökten, unutsak olmaz mı?
Çıkar artık yüreğini cebinden
Hani, hatırlar mısın, elele gezdiğimiz
Gelincik tarlaları aşkımızı saklıyor?
İsimlerimizin ilk harfini yazdığımız
O ağacın dibinde kâlbim hâlâ bekliyor.
Unutulmaz ânların büyüsüne dalarak
Sana bu mektubu korkarak yazdım
Kabul etmez, geri yollarsın diye.
Özleminle ân ân solarak yazdım
Pişman oldum sonra, ağlarsın diye.
Seni hayâl ettim, seni düşledim
Hiç bir şeyin benzemez ezmesine
İnsan ezmesi
Ez ayaklarınla
Canından bıktırıncaya dek
Yalvararak baktırıncaya dek.
Sana olan özlemim aşılmaz dağlar gibi
Mümkün değil varamam, aramız çağlar gibi.
Nafile bekle deme, beklemeye halim yok
Sensizliği çekmeye anla, hiç mecâlim yok.
Gözlerimde eylül tortuları var
Üşürüm ekimin ayazlarından.
Rüzgarlar geciken müjdemi kovar
İlhâm natürmortun beyazlarından…
Kasımda kurşunî hüzün gökyüzüm
Seni sevmek ibâdet, sevmemekse isyandır
Müebbet mahkum sevdâm, ayrılık zindanında.
Servettir, bir bakışın; gülücüğün ihsandır
Cezânın en büyüğü, olamamak yanında…
Anlayamam, anlatsam anlaşılmaz açmazım
Cıvıltılar hayâli benliğimi kuşatan
Ağlıyorum, kargaşa hislerimin mevsimi.
Bir sevdâ, reddetmeme rağmen beni yaşatan
Bir gün gelecek, kökler söyleyecek ismimi.
Yangından esâs nüvem, çıngıdanmış temelim
Geldiğini bilemedim
âniden çıktın karşıma
hakkım yok
kal diyemem
gidersen git
kalmaya kendin ver kararı
Sen
Artı ben
Eşittir ikimiz
Bâzen batan bezen yüzen bir gemi
Hep yangın içimiz
Ne boylamı belli ne enlemi



-
Mehmet Turgut
Tüm YorumlarBu arkadaşı tanımıyorum