Aşk hâzinede som, sırdan cevherdi
Gözlerden sessizce gönüle girdi
Özlem güllerini sevgiyle derdi
Âşıklar bağında kemâle erdi.
Sormayın bilemez, çekmemiş derdi
İçimde acılar
yanaklarımda gözyaşları
gözlerimde hayâlin
ilk defa sensiz dolaştım
bu akşam Ankara'yı
sanki senmişsin gibi
Kıtlığa...râzı! ?
Kilitli...ağzı! ?
Her işe...tazı! ?
Olan kim mi? O!
Kazanç ineği...
Gönül bahçesinin gülleri açmaz
Sarmış dağı, bağı firkat serâbı...
Darılmış bülbüller uğramaz, uçmaz
Ziyârete gelmez eş, dost; harabı...
Dallar mahzun, mevsim hüzün mevsimi...
Sevdân kalbimde buzdağı
Eri, bende eriyeyim.
Ol yüreğimin tutsağı
Çürü, bende çürüyeyim.
Anlıyorum, öylesi bir gidiş ki bu gidiş
Kâlbi koparılıyor gibiyim köklerinden
Gidiş değil, aldatma, bu apaçık bir terk ediş
Terk etsen de kurtulman imkansız yüklerimden.
Her hoş gülüş bir yara, her hoş bakış bir sızı
Emzikteyken düşman ana, babamı
Vurdurtmuş da yetim, öksüz kalmışım.
Depreştirmen, deşeleyip yaramı
Körpe iken belâlarla dalmışım.
Bilmeden nâmerdi, merdi, mertliği
Ufuklar, bilemem kaç kez karardı?
Bilmem, niye çöktü göğsümün ardı?
Burulmuş kâlbimi isyanlar sardı
Bitmez yalnızlığa ittiği zaman.
Dilekler öğüttüm gittiği zaman.
Örgütle düşünce neferlerini
Cem olsun her seher bir hoş kabulde.
Sevinç kandını açsın umutlar
Elemin kahreden gölgelerine.
Kovalar hükümlü yaprakları rüzgar
dört bir yana sersericesine! ..
Ne olduğunu anlayamaz ağaçlar
seyreder olan biteni sessizcesine! ..
Manzara...kimin,
ne yaptığı belli olmayan bir manzara! ..



-
Mehmet Turgut
Tüm YorumlarBu arkadaşı tanımıyorum