Abdest Şiiri - Yorumlar

hocam tebrikler harika bir şiir okudum tebrik eder hayırlı çalışmalar dilerim saygı ve selamlarımla

Sn Mine Öztürk
Dindarlık, Allah'ı hissedenlerin, o'nun bizleri gözettiği bilinci ile hareket edenlerin, bu bilince uygun bir hayat yaşamaları halinde içinde olunabilecek bir disiplindir.
Dindarlık sadece bilmek, konuşmak, şekil olarak yerine getirmek, bir şekle itiraz etmek, bir şekil için ifrata veya tefrite kaçmak değil, bilineni içselleştirmek, kimseyi tekfirleştirmeden, kimseye benim gibi olmalısın, benimki doğrudur demeden her an bilmeye çalışmak ve tevhit içerisinde yoğrulmaktır.
Önce bilmek sonra inanmaktır.
Allah'a ve ahirete iman edenler bu doğrultuda insanlarla diyalog kurmak zorundadır.
"Din anahtar teslimi bir kurtuluşu garanti etmez"
Din söylemlerimiz içinde bugüne kadar olan yanlışlarımıza ısrar edip doğruyu, daha doğruyu, İslâm'ı daha iyi anlamaya gayret etmezsek dini yalnızlaştırır, kendimizi de açık düşürürüz.
Hiç kimse kendini eleştirmez, herkes dini eleştirirse dine ve kendimize en büyük kötülüğü yapmış oluruz.
Herkes dinden anladığını "İslâm" olarak dayatırsa elimizde din değil, ancak şunun bunun tarif ettiği, açıldığında kokan bir paket kalır.
İyi insan olmadan iyi Müslüman olamayız.
Bu önce atıp sonra nişan almaya benzer.
En büyük açmazımız Allahın koyduğu ibadetlerin yanına dinde otorite olduğunu zanneden zevatın kendine mahiyet bağlayıp onlara yeni ibadetler ihdas etme açmazıdır.
Müslümanlar din ile dünya ilişkisini şaşırmış durumdadır.
Küffar dünyanın Müslümanlar üzerindeki zulmünü, kulların koyduğu ek ibadetlerle değil, Kur'a'nın işaret ettiği ilim ve laboratuvarlarda mümin kardeşlerimizi stratejik olarak eğitmekten geçmektedir.
Bu anlayışı;
Camide cemaati ikna et okul yaptır
Denklem çözmek istersen mahşerdeki hesaptır
"Realite" başlıklı şiirimle de naçizane dile getirmiştim.
Zülfü yâre dokundunuz.
Katkılarınızda dolayı bahtiyarım.
Hayırlı ömürler temenni ederim.
Halit Korkmaz
Naçiz

Sn Emine Elif
Kimse kimsenin müminliğine laf edemez.
Hepimiz imanlı olmak için Allah'ın ipine sarılmaya çalışmıyormuyuz.
Takdir Allah'ındır.
Allah hayırlı ömürler versin, ömrü hayırlı olmayana mı denir.
Bu mantık yanlıştır.
Allaha emanet olunuz.

Sn Emine Elif
"Allah iman nasip eylesin": Cümlesi tamamen bir mümine kardeşimize söylenmiş bir cümledir.
Bu kadar yazıştık bendenizi böylemi tahlil ettiniz.
Hakaret bizim sofralarımızda yer alan hiç bir tabakta istiflenmez.
Allaha emanet olunuz.

Sn Emine Elif
Prof. Dr Mustafa Ertürk'e ait tez örneği bendenizde vardı.
Zahmet etmişsiniz.

Sn Emine Elif
Bakınız, konu hadis ve rivayet olunca müşahhas yorumlar istemesek de devreye girmektedir.
Bendeniz için Kur'a'na uymayan sözde hadis ve rivayetler ayak altındadır.
Mümin bir hanımefendi olarak deruniliğinizde takdire şayansınız.
Allah iman nasip eylesin.
Şiirlerinize müsaadelerinizle uygun bir zamanda göz atmak isterim.
Hayırlı ömürler dilerim.
Halit Korkmaz
Naçiz

Sn Emine Elif
Bu bahis Hadis bahsidir.
Dipsiz kuyudur.
Kur'a'na uygun Hadisler olduğu gibi; sapkın, dini perişan eden, aklı ve iradeyi dumura uğratan uydurulmuş hadislerde vardır.
"Kim benden Kur'an dışında bir şey yazarsa onu yok etsin" hadisini takdirlerinize sunarım.
Diğer taraftan, Ebu Said El Hudri'den gelen "Benden [Kur'an'dan başka] bir şey yazmayınız! Kim benden Kur'an'dan başka bir şey yazmışsa onu imha etsin". ( Müslim,72) mealinde ki bu hadis rivayeti tartışmalı bir rivayet olarak anılsa da alimlerin çoğunluğunun kanaati, Resuli Ekrem'den rivayet edilen bir hadis olduğu yönündedir.
Ki bendeniz Hadise ve rivayete tartışmalı bakanları temkinli mümin kategorisinde görürüm.
Bu artık, senin hadisin benim hadisim kavramına döner.
Siyasetçilerin dediği gibi senin hırsızın benim hırsızım gibi bir hâl alır.
Hadislerin yazılmasını yasaklayan hadisler olduğu gibi, buna izin veren hadisler de vardır.
Doğrusu, hadis ve rivayetleri Kur'a'na ölçüp, uyuyorsa baş üstüne, uymuyorsa ayak altına atmakta Tevhid vardır.
Ayrıntıda elbette ki farklılıklar olacaktır.
Olmazsa temiz akıl ve irade yok hükmündedir.
İslam günahsız kul planlamaz.
Araştırırken günah işleyelim de doğrusunu bulup günahtan kurtulalım
Mümin, kendi fetvasını kendi veren insana denir.
Allah'a emanet olunuz.
Halit korkmaz
Naçiz

Sn Emine Elif
İlgi sorunuz: "Kur'an size nasıl ulaştı?
Cevap: Allah ve Resul'u Kur'an'da bir kalıptır.
Resul, kelime olarak elçi demektir.
Muhammed A.S. 40 yaşında Nebi olmuştur ve ölene kadar da Nebi olarak kalmıştır.
Nebiler tebliğ görevini yerine getirirken Resul'dur.
Resuller vahyi tebliğ esnasında Allah'ın koruması altındadır.
Bakara 89 ve 101. ayetlerinin birinde kitap, diğerinde Resul kullanılarak aynı kalıptan resul eşittir kitap vurgusu yapılmıştır.
Allah ve Resul kalıbında Resul'u eleştirmek haşa Allah'ı eleştirmektir.
Bu sebeple Kur'an'da Allaha denk olarak Allah ve Resulune itaat, Resule saygı, Resul'u örnek alma emri verilmektedir.
Resul Allah'tan aldığı vahyi iletmekten başka bir şey yapamaz.
Vahiy esnasında Resul Allah'ın koruması altındadır.
Resul'e olduğu gibi Nebiye itaat emrini Kur'an da bulamıyoruz.
Muhakkak ki Resul ve Nebi ayrımının hikmeti burada net bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
Resule itaat zorunlu, nebiye itaatin zorunlu olmadığı Ahzab suresinin 37. Ayeti incelendiğinde anlaşılacaktır.
Buna dair Ayet örneklerine Kur'an'da bolca rastlamak mümkündür.
Resul, Ayetleri vahiy kâtiplerine yazdırırken de Resuldür.
Yani Allahın koruması altındadır.
Lâkin, Peygamberimiz yer yüzünde nebi olarak Kur'a'nı anlatırken onu dinleyen cemaatin 1400 yıl sonrasına rivayet ettiklerini, aktardıklarını Kur'an'la bir tutmak büyük vebal gerektirmektedir.
Bu durum nisyan ile malul olan insan tabiatına aykırıdır.
Kaldı ki Kur'an'da yer alan ve genelde Peygamberlere, özelde ise Hz. Muhammed (asm) Efendimize yönelik uyarı ve ikazları ihtiva eden ayetlere sekiz yerde rastlamaktayız.
Yazarak da olsa böyle ulvi bir meseleyi zatıâliyenizle müzakere etmekten bahtiyarım.
Aynı düşünenler yerinde sayarak toz ve gürültü çıkarırken ilerleyenler sessizce bilgi ve tecrübe depolarlar.
Mutlak ve saf doğru vahiydir.
Hayırlı ömürler temenni ederim.
Halit Korkmaz
Naçiz

Sn Emine Elif
Hud Süresi 1-2 Ayette Allah şöyle buyurmaktadır.
Elif. Lâm. Râ. (1) (Bu), Allah'tan başkasına ibadet etmemeniz için doğru hüküm veren, her şeyden haberdar olan (Allah) tarafından ayetleri sağlamlaştırılmış, sonra da açıkça ortaya konulmuş bir kitaptır.
(2) (De ki) Şüphesiz ki ben O'nun tarafından size (gönderilmiş) bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.
Kur'a'nı Kur'an'la anlama, açıklama doğruların en doğrusudur.
Soru: Kur'a'nı sen mi daha iyi anlarsın yoksa Peygamber efendimiz mi?
Cevap: Peygamberimiz Kur'a'nı açıklarken yanında olsak, hiç bir tereddüt yok.
Peygamberimizden bize geldiği iddia edilen ifadelerin peygamberimize ait olduğu kesin olsa eyvallah, hiç bir sözümüz yok.
Elbette ki peygamberimizin ağzından dökülenlerin Kur'a'na aykırı olma ihtimali sıfırdır.
Fakat peygamberimiz açıklama yaparken yanında olmadığımız gibi ondan rivayet edilen düşüncelerinde bize doğru intikal ettirildiğine dair hiç bir garantimiz yoktur.
Arapça da rivayet söylenti, bir haberi, bir olayı, bir sözü aktarma; şiir okuyan, roman okuyan ve anlatan gibi manaları ihtiva etmektedir.
İnsan her an gelişme, öğrenme ve bilme peşindedir.
Önce bileceğiz sonra inanacağız.
Güzel yorumunuza müteşekkirim.
Hayırlı ömürler temenni ederim.
Halit Korkmaz
Naçiz

Sn Emine Elif
Fikir ve düşünce kabul ettirme düşüncesine düçar olmak çıkmaz bir sokaktır.
Ülkemizdeki bazı fikir ve düşünce temsilcileri insanları Atatürk'le dövmeye çalıştığı gibi bir mümineninde müminleri Allah/Peygamberle dövmeye çalışması Kur'a'nın ruhuna aykırıdır.
Unutmayınız; insanlığımızı insana, dindarlığımızı Allah'a göstermemiz gerekmektedir.
Bizler dinin sahibi değil, inananlarıyız.
Halit Korkmaz
Naçiz