Saç’larımda kar, gönlümde bahar.
Bu nasıl yaşamak, anlayamadım.
Demek, hayat böyle dedim, zahar.
Bu nasıl yaşamak, anlayamadım.
Gönül sever ama, el’ler boş kalır.
Al gül’ler açıp, çiçekler kokmaz.
Gönül çirkin’e, sevgiyle bakmaz.
Kar yağarken, şimşek bile çakmaz.
Sensiz dağ’larda, bahar aramam.
Sabah mı, akşam mıdır, bilemem.
Asil Gençler
Kükrüyor, şahlanıyor, asil gençler.
Bu kadar yoldan sonra, hala dinçler.
Gölgesinde eriyor, soysuz piçler.
Çalış Türk’üm çalış, daha da yüksel.
Askere
Sende mi, asker oldun, ey sevdiğim.
Karalar bürünüp, ağlatma beni.
Ardına da bakmadan, gittin öyle.
Mektup da atmayıp, yalvartma beni.
Bileklerini, yüzük’lerini.
Kulak’larını, küpe’lerini.
Yeleklerini, keleklerini.
Hadi yavrum, yelle, yelle döktür.
Kıvırıver, ince göbeğini.
Kurban Gitti
Bu kara sevda, böyle mi oluyor.
Bir zalime, kurban gitti, bir yiğit.
Bir sevgi uğruna, güller soluyor.
Bir haine, kurban gitti, bir yiğit.
ŞEHİTLER ŞEHRİ KADİRLİ
Gökhan Gençoğlan, şehitliği seçti
Osman Yurdusev, şerbetini içti
Baykal Küçükgöçen, sıratı geçti
Bu şehir, şehitler şehri Kadirli
Bana, bir kazık atmış, baba’m.
Ömür boyu, kurtulamadım.
Vallahi, bu kazık çok yaman.
Ömür boyu, kurtulamadım.
Aceleyle, işi bitirmiş.
Cır Suyu
Bostanderesi, yaylam köyüm.
Yeterince, gelmiyor suyum.
Beş ortaktı, babadan payım.
Perişandı, benim hallarım.
Küçükken, sever, okşardınız.
Ağlasam, hemen koşardınız.
Gel ağlama, yavrum derdiniz.
Beni, böyle avuturdunuz.
Ah annem-Babam, benim annem.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!