AB Süreci Nereye çıkar Şiiri - Sabri Özcan

Sabri Özcan
1967-Sebebi aşktır hayatın neticesi aşk! .....
192

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

AB Süreci Nereye çıkar

Adem le Havvanın çocukları olan Habil ve Kabil arasındaki uyumsuzluk, bel ki de insanlar arasındaki ilk kutuplaşmanın başlangıcı olmuştur.Bunun da ötesinde insanı ayrılığa sürükleyen en temel ayrım, Adem'in yasak meyveyi yemesi, şeytan ve melek mücadelesinde insanın ilk defa şeytanın telkinlerine yenik düşmesinin prototipini oluşturur.Bu yasak meyva Kabil'e yasak olan kızkardeşken; Kabil şeytani bir hırsla bu yasağı çiğnemek için Habil'in kanını akıtmıştır.
İlk kanın akıtılmasından binlerce yıl sonra, iki kutuplu dünya örneği olarak, Troyanın şahsında Anadolu ve doğu toplumları ve Atinanın şahsında antik Yunan ve batı belirgin iki kutup olmuştur.Bu kutuplaşmanın sonucunda Troya kuyularına atılan binlerce kafa ve akan oluk oluk kan, batılıların insanlığa bakışını yansıtan önemli bir örnek olarak karşımıza çıkar.
Bundan önceki ve sonraki süreçlerde özellikle peygamberlerin şahsında Hak ve batıl mücadelesi süregelmiştir.Musevilerin yoluna çıkan Firavun ve İsevilerin yoluna çıkan Yahudiler ve Müslümanların yoluna çıkan cahiliye devri arapları ve islam toplumunun büyük devlet oluşuyla başlayan haçlı seferleri insanlar arasındaki kutuplaşmanın ana arterlerini oluşturur.
Osmanlının dünya hakimiyetini kazanması ile batılılar yine doğudan edindikleri bilgilerle Rönesansı gerçekleştirdiler.Rönesansla birlikte güçlenmenin ve zenginleşmenin yolunu arayan batılılar, makyevelist felsefe ile güçlenerek daha fazla kazanç elde etmenin yollarını aramaya ve keşfetmeye başladılar.Bu süreç klasik kapitalim teorilerinin üretildiği 1800'lü yıllara geldiğinde, nihai hedef, Osmanlı'nın şahsında islam toplumu olmuştur.
Osmanlı'nın yıkılışı ile 1500'lü yıllarda başlayan makyevelist süreç nihai hedefine ulaşmanın en kestirme yolunu bulmuş olmaktadır.
Böylece sömürgecilik ve emperyalizm karşısında, benzer emperyalistlerin hırsları hariç, belirgin bir güç kalmamıştır.Sanayileşme süreci ile batılı toplumlar dünyanın bütün zengin kaynaklarını sermayeye çevirmek uğruna, insanlığı hiçe sayarak, faaliyetlerini sürdürmeye devam etmişlerdir.Kapitalist dünya karşısında bir kutup kalmayınca sovyet rusyanın oluşumuna göz yumarak kendine yeni bir kutup yaratmıştır.Bu kapitalizmin batıl Hristiyanlıktan arındırılarak yorumlanmasından ibaret olan komünizmdir ki; Sovyet Rusyanın yıkılması ile bir ütopya olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır.
Osmanlının tarih sahnesinden çekilme süreci ile dünya dengelerinin yeniden oluşturulması için 1.Dünya savaşı başlamıştır.Birinci dünya savaşı ile paylaşıma açılan islam topraklarının paylaşımından kazanım elde edenler yeniden paylaşım için 2.Dünya savaşına girmişlerdir.
İkinci Dünya savaşı ile başlayan süreçte; Sovyet Rusyanın yıkılması ile yeni dengelerin oluşması gündeme gelmiş ve balkanlardan başlayan yeni dünya düzeninin oluşturulması süreci görünürde Amerika liderliğinde ama aslında İngiliz politikaları ile şekillenmeye devam etmiş; kafkasya halklarının şekillendirilmesi ile sıra ortadoğuya gelmiştir.Irak savaşı ile başlayan süreç Suriye,İran ve en son Türkiye ile sonlandırılacak yeni Dünya düzeni ve böylece İslam toplumları tamamen Hristiyanlığın karşısına alınacaktır.Böylece çok özlenen(!) Armageddon'un alt yapısı oluşturulacaktır(!) Bu kutuplaşmanın doğal lideri olabilecek ülke tarihsel süreç açısından Türkiye görünmektedir.Ancak Armageddon'un büyük zorluklarla gerçekleşmesini istemeyen batılılar karşı kutbun doğal liderini kendi aralarına katmayı düşünmeleri mantıklı bir süreçtir.Ya da büyük ihtimal o dur ki Türkiye'ye kendileri tarafından giydirilebilecek ısmarlama bir islami elbise ile; işte düşman deyip karşılarına almaları gerekmektedir.Bunu yaptıklarında liderin arkasındakilerin de gelebilmesi için; sözkonusu liderin ekonomik olarak ta güçlü olması gerekmektedir.Avrupa birliğine girme sürecine sokulan Türkiye bu anlamda algılanmalıdır.Buradan başlıca iki sonuç çıkmaktadır;
1-Avrupanın içinde erimiş bir Türkiye ve doğal liderini yitirmiş İslam toplumları
2-Batılıların isteği ile İslami kimlik giydirilmiş ve içte batılı normları kabullenmiş bir Türkiye ve ve onun arkasında sürüklenen islam toplumları

Bu iki seçenek ve bunun ara seçenekleri Armageddon'u hedefleyen projeler olacaktır.
George Bush'un politkacı ağzı ile dilim sürçtü dediği haçlı zihniyeti bugün salyasını tutmaya çalışan bir timsah gibi tetikte beklemektedir.Ve büyük acılarla kıvranmakta olan Irak, sürünün hasta üyesi olarak timsahın güçlü çenesinde can çekişmektedir.Ama öldürmek yerine yarası kanatılarak,diğer timsahların iştahları bu tarafa çekilerek; haçlı zihniyeti sürekli dinamik tutulmaya devam etmektedir.

Bu anlamda Türkiyede uygulanan değişim politikaları ve AB süreci, Avrupalıların isediği kıvama gelebilmesi için 2020'li yılları beklemektedir.İkibin yirmiden sonradır ki Türkiye 'ye bir Avrupa ülkesi olup olmayacağı şu iki şekilde sorulacaktır; Avrupayı benimsemiş ve batılılarca dikte edilmiş islam libası ile onların emellerine doğrudan hizmet eden bir Türkiye ya da aynı libasla karşı safta görünerek dolaylı yoldan batılıların doğu toplumlarına doğrudan çullanmasına çanak tutan bir Türkiye mi olmak istersiniz(!) .Bu sorunun cevabını biz diplomasi ve sözle değil; ekonomi ile kanla,canla vermek zorunda kalacağız. Roma'dan inşa edilmeye başlanmış olan yollar ki; Avrupa Birliği süreci, bu yolun kilometre taşlarını koymanın en diplomatik yolu olarak karşımıza çıkmaktadır.Bu diplomasi siyasetinin arkasında duran gölge İngiliz emperyalizmidir.
Yukarıdaki sebeplerden dolayı Türkiye bir an önce yüzünü doğuya dönmeli ve güçlü bir Türkiye olmanın yollarını ararken batının gelişmeye yönelik imkanlarını eş zamanlı olarak kullanmalı, kendi büyük doğu projesini ve siyasetini üretmeye başlamalıdır.

Sabri Özcan
Kayıt Tarihi : 23.11.2005 13:45:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mustafa Yılmaz İsmailoğlu
    Mustafa Yılmaz İsmailoğlu

    Ne kadar güzel bir şiir tadında deneme yazısı. Gönlüne sağlık. Kutlarım. Selamlar...

    Cevap Yaz
  • Zeyno Işık
    Zeyno Işık

    Yukarıdaki sebeplerden dolayı Türkiye bir an önce yüzünü doğuya dönmeli ve güçlü bir Türkiye olmanın yollarını ararken batının gelişmeye yönelik imkanlarını eş zamanlı olarak kullanmalı, kendi büyük doğu projesini ve siyasetini üretmeye başlamalıdır.

    İste bu kadar olması gerekenler son yazdığınız cümlede açıktır, ama yapılanlar bumudur, Avrupa diye dayatıyor, Amarika ya maşalık yapıyoruz...........Yüreğinize sağlık

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Sabri Özcan