Geçmez bir günüm, görmezsem didarı, avare olurum
Bir tebessüme aldanır, vefasız cananın cihanı olurum
Görecekse bir sabah mağrur yüzün uykudan sonra
Darılmaz gönül, cemaline mir'at olurum
Şu kanat çırpan leyleğe sor hele
Acep bizim ellerden geçmez mi?
Bağrı yanıp, kurursa dilleri
Süzülüp, goyak suyu da içmez mi?
Yemyeşil olmuştur şimdi gedik ardı
Çırpınıp duruyor belirsiz hayalin
Kanadı kırık göçmen kuşlar gibi
Yaşıyorum seni, tüm benliğimde
Öznesi olmayan aşklar gibi
Bir ışık gibiydin hüzün dolu bulutlarda
Gönül dağının şen bülbülü
Eser de yeller, tüyler perişan
Lal olmuş, söylemez türküsünü
Kaybetmiş benliğini diller perişan
Laleyi, nergisi hazan çalmış
Hoyrattır bizim elin gamsız geceleri
Çöker karanlık, hasret gibi sana gelir
Açılır meyler, taze çiçekler gibi
Konuşmaz diller birden söze gelir
Atılır ardından naralar, çalınır sazlar
Gözlerinde cihan dize gelir
Gecenin sessizliğini bozan güneşler,
Bir ülkü, bir sevda, bir ırk seni bekler.
Atılan her adım Turan'ın filizlenen temelleri,
Geçiyor sınırdan Alparslan'ın, Fatih'in erleri.
Ey Türk oğlu! Şüheda olsa da bu kavgada sonun,
Topla döktüğün incileri, bırak ırmaklara
Yaşasın bozkırların kanayan yarasında
Uzansın elim ahdı vefa dostlara
Kızarsın, açsın sulak alanlarda
Çiz hayalini, benim bacım
Dur be yolcu! Celladın da yanında nereye?
Bir selam yok mu? Ayıp ettin bu ere.
Yazılmamış, belki adım mezar taşıma,
Bir adım daha atma! Saygı göster şanıma.
Yandı, bu semada yıllarca kutsal ay,
Edirneli Veli’dir adım
Çanakkale’de kaldı bütün umutlarım
Bir hilale zemin oldu akan kanım
İşte bu yüzden gururum, işte bu yüzden sanım
Samsunlu İbrahim derler bana
Hasret kaldım huzurlu bir geceye
Aya baksam sen, yıldıza baksam sen
Çevirdim başımı düşünceler hücresine
En karanlık köşesinde karşımda yine sen
Uzaklaşıp gitmek istiyorum, o güneşli bahçeden
Ayaklarım alıp götürüyor beni



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!