Cebimde yalnızca bir elli lira,
Ayağımın ucunda bulmuştum onu da,
Bir kağıt senden vefalı çıktı
Onca yaptığının yanında.
Soluk bir mont ısıtır sandım,
bir akşamüstü
daha önce bulunmadığım bir yerde
başka türlüydün sen
ruhsuzdu biçimin
soğuk
karşımda duruyordun
Sakladın gözlerimin içindeki o kini
Ağlarsam duyamazsın inlediğim o derdi
Kuşkularımdan bir dergâh hazırladım bize
Seni de aldım o yaralı kalbinle
Kasvetiyle bizi yıkan bu şehirde
Kalbine ormanlar sığdıran birkaç kadını dinledim
Bidar biri varmış gecenin düğümünde kalan
Yoncaların ardından koşmuş yüzü asık onca pencereye
Kimseye bakmamış hüznünün gölgesinden
Kimseye çarpsın istememiş döktüğü gözyaşları
Kırgınlığı kırmızıya çalan bir renk varmış utanmaz yüzlerde
Ağlamak güçleşti artık zihnimde
Susturamıyorum kendimi
Yarına açamıyorum artık bir çiçek gibi
İçimin yangını sönmüyor artık nefesinle
Tam da en güzel gününde yanında olamıyorum neşenin
Kahroldu inandığım tüm neşeler.
Bitti, yarını var sanıp güvendiğim günler.
Bu gece gümüş rengi bir yalnızlıkla baş başayız.
Biz buyuz işte,
Soğuk ve asılsızız.
Çok istedim sana bir şeyler anlatabilmeyi,
---
görüntülerin içinde silikleştim
işte her şey böyle başladı
ben içime doğru büyüyen bir çiçek
ben yaralarını yardan almış
kimsesizliği ilke edinmiş
rüyasından kovulmuş bir çocuk
ben
bırakmak istiyorum geride
yarım kalmış tüm hisleri
bir gece terk ederken tüm hayalleri
koşmak istiyorum kendime
o umarsızca yaşamış yıllarım
ne acı
hiç yaşanmamış gibi bitiyor her şey
hiç sevmemişiz gibi yarım bırakıyoruz kalbimizi
sözlerimiz eksiliyor
gözlerimiz hariç her yer çöle dönüyor
dolu bir silahı kendine çevirmek gibi aşk
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!