Yaban dağlarının
Yırtıcı kuşlarına doğru
Yürümek kurtlarla,
Bir sıradan gün...
Çakallar gelecek birazdan
Evcilleşmemiş atların
İnci çıkardım!
Tane tane dizdim
Gecenin gerdanlığına
Düğümsüz bağladım
Bir buluttan diğerine!
Kaynayacak arz daha önceyi unut
Sadece sıcaklık kalacak
Beyninin kuyusunda susuz ve nefessiz
Geç kalmışlığın ahmaklığında
Kafatasını düşünceden ayrıştırıp
Kılçık gibi dökülecek oynamaz sandığın eklemler
Yaprakları yapış yapış olmuştu
Elmaların,
İçinde isyan hissi
Veren
Kurtçuklar da
Vardı.
Cellad kanlı gömleğini yeni çıkarmış,
Elini yıkıyor suçsuz bir gülün dibinde.
Kızıla yakın şimdi ölüm ,
Dağlara da kan bulaşmış!
Elmacık kemikleri çıkıntılı
Doğuya her yolculuk,
Gün biterken
Ellerim doğunun karşısında
Tutulur güneşin dili
Diğer gün yine doğudan.
Suskunluk zabteder beni!
Küçük bir fısıltıda
Kocaman bir çığ düşer
Kar düşmüş
Şakaklarımdan.
Bağırsın doğru bildiklerim
Büyük bir silgiyle
Silinsin yalanlar
Açılsın gökyüzü
Beyaz bizde kalsın
Fal baktı çingene
Elimin içinde gizlenmiş asırlar
Yaşanmayanı nasıl gördün çingene
Yaşananı nasıl anlatmış avuçlarım
Hele bir bak çizgilerime
Orta asyadan gelmişliğim yazıyor mu
Ellerine değip çektiğin isler arasında
Kahrolası bir düğüm
Nehirler geçsin bir daha üzerinden
Cesedini çiğnesin bir yabancı
Taşlar arasında gövdesini bulsun sonlu
Kemirgenler




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!