Rüyamda uzun bir yol gördüm. Yolun sonunda nokta gibi görünen sen vardın. Koşuyordum kanter içinde. Ancak uzaklığın hep aynı kalıyordu. Bir türlü ulaşamıyordum sana. Uyandım. Yatağımın içinde oturdum seni düşündüm sıcağım. Gökyüzü, gece mavisine bürünmüştü. Öyle derin bir sessizlik vardı ki anlatamam. Yalnızca yüreğimin sesini duyuyordu kulaklarım. Kalktım penceremin önünde durdum. Uzun uzun denize baktım. Nasıl da güzeldi. Bir an yürümek istedim üzerinde. Hatta koşmak koşarak sana gelmek istedim.
Sensizliğin bana oyun oynadıkça, özlemler tonlarca yük yaparken yüreğime bedenimde fırtınalar yaratıyor. Ruhumun dinlenmesine ihtiyacım var. Sarılmaya, kokunu içime çekmeye, sensizliğe nokta koymaya, nasıl ihtiyacım var birbilsen. Okuduğum kitaplarda satıraralarında sanki seni gizlemişler. Hep seni çıkarıyor bana her harf her hece.
Her hecede sen oluyorsan eğer
Her gece yük dolu katarlar gibi
İstanbul dayım. Acılarımın, sevinçlerimin, aşklarımın beni büyüttüğü şehirde.
İstanbul dayım. Martılarıma kavuştum. Çığlıklarında hüznü gözyaşlarımdaki kederi, Salacak ta bıraktığım sevgilimi. İstanbul dayım şimdi.
Göğün damı yok, kapanmıyor ki.Gün geceye kavuşurken, gece gözlerin oluyor.Ne zaman gökyüzüne baksam aklımda gözlerin. İçine çeken beni yeniden yeniden sana çeviren yüzümü.
Bedenimin taşıdığı bende, yalnızlığım öyle ağır yük ki. Hani seninle ilk görüştüğümüz zamanı anımsa. Telefonların bile yetmediği gelişini düşün. Heyecanla sana sarılışımı. Mahçup duruşumuzu, ruhuma dokunan ilk sensin diyen o sevgi dolu insanı, kendini düşün.
Uyandım turuncu hüznümle bu sabah
Aklımdaki senle ve sevginle
Yastığına baktım boştu
Döndüm sarıldım hayaline
Martılara seslendim
İstanbul a götürün beni
Seni düşünürken;
Martılar gelir aklıma
Beyazı, alacasıyla
Seni düşünürken;
Mavi beyaz bulutlar geçer gözlerimden
Uzaklar yakar bedenimi
Gelişlerindeki sevincime, çoşkunluğuma
Gidişlerindeki hüznüme, kahrolmuşluğuma
Alıştıramadım hala yüreğimi
Yine yağmur yüklü bulutlarım
Yine her şarkıda sen!
Kalemimden damlayan hüzünlerim
Soyun çıplak çırılçıplak
Çıkart üstünde sana ait olmayan tüm şeyleri
Yüreğinle gel bana ne olur
Sen gibi,duru su gibi,gün gibi
Aydınlat dünyamı,yarat yeni baştan beni
Bak avuçlarımda nasırlarım var
Kaybolan ellerimde,yazan kalemim kaldı
Karanlıklara bakan gözlerimde sen
Sensizliğin korkusu gecelerimde
Geleceksin biliyorum bir mayıs gecesinde...
Baharlar sevgi mevsimi,kıştan uyanma
Bende sensiz sabahlarıma nokta koyacağım
Gelmek,içinde taşıyarak tüm sevileri
Bilmem ard arda bu kaçıncı yitiriş
Usandım desem yeri
Nerde pembe varsa siyah da orda derler
Oysa pembeyi görmedim
Siyahtan öte..
Gidişlerine nokta koyabilmek mümkün olsaydı,
Tüm noktalarımı onun için sarfederdim.
Sensizliklerimi virgül bile karşı koyamazdı
Sensizlik var ya bu sensizlik
Ne gün batımı, ne martı çığlığı
Ne de rakı kadehi durdurmuyor.
Yüzünü görmezsin kimi zaman yüreklerini bildiklerinin
Sıcaklığı kilometreleri yutar yine bulur
Gözyaşını akıttığında bir telefon ucundadır
Bilirsin ki onca karanlıklara rağmen
Elini uzatsan dokunursun ona
Sevmenin kaç şekli var bilmem
her şiirde bir ben buldum benden öte....