Öyle sensizim ki; yıldızlar ulaşılmaz
Sen gibi
Gözkırparlar uzaklardan
Yoksun işte!
Sensizlik bu,sensizim yine
Seninle geçecek güne değer veremeyeceğimden korkarım
Her seste, her nefeste tüketiyorsun bendeki seni.
İstediğin bu belki beklide söylemediklerin dilinde
Kır dök ne varsa senden içimden kalanları sil götür
Denizdeki kumlara ver, martılara at simit yerine
İstanbul, sevdayı barındırır sen olsan da olmasan da
İstanbul sevdamdı benim unuttun mu
Sen de Gitme
Sen de gitme,
Gidenlerin bıraktığı boşluğu
Gecelerin karanlığında
Yatağımın köşesinde,
Sevgili Dostlar
Tüm dostların bu anlamlı gününü kutluyorum. Yüreklerinizden sevgi ve hoşgörü hiçbirzaman eksilmesin
Selam ve saygılarımla
Eğer gidersem senden
Çiy olursun,kar yağmur olursun
Güneş açmaz olur
Yanağının gamzesinde
Eğer gidersem senden
Gece kalır yüreğinde
İlk dokunuş, ilk dans
Yıllar öncesine dayanan
Gülerken o vakit kahkahalarla
Yüreklerimize düşmemişken keder
Sen annenden ayrılmaz
Ben, sevgimde kavrulmamışken
Gözlerimde kaybolsada hüzünler
Bir gül dalında gülümse
Gelmese de seninle
Hep yollarını gözle.
Özlemlerini kat geceye
Kaldır başını gökyüzüne
Gözünün karasında
Tüm acıların asılı
Attığın her kahkahanda
Dağıtmaktasın umutlarını
Kuru ağaç iken
Yeşerttin tüm dallarını
Bir gün gözüme bulutları getiren, gözyaşlarına dönüştüren cümlen, görmezlerimi, açmazlarımı anlattı.
Aklıma uyamamıştım. Yüreğim hep sen diye çarparken. Olmaz ki sevgi dilenmek. Zorla sevilmiyor. Artık anladım. Canım yanıyor, her okuduğumda yazdıklarını. Bir yandan okudukça, içimin acısına tuz basıyorum. Kanamıyor artık yalnızca içim acıyor.
Yalın söylüyordu radyoda,
Ben seni bir vapur düdüğünde yolcu ettim
Martıların çığlıklarına gizledim gözyaşlarımı
Salacak ta seyrettim İstanbul u
Özlemlerimi tuttum Kızkulesinin duvarlarında
Ben seni bir yağmurda erittim
Kaydı gitti ellerimden gençliğim
her şiirde bir ben buldum benden öte....